Haber 16

Cezaevlerine af çıkacak mı ?

Son Günlerin tartışmalı konusu “genel af yada şartlı salıverme” en yetkili agıs Cemil Çiçek bir gazeteye açıklama yaptı.


Seda Şimşek’in röportajı…


Türkiye birçok önemli açıklamayı onun ağzından duydu. Siyasetin “şahsına münhasır” isimlerinden birisi. Zaman zaman çok ağır eleştirilerle karşı karşıya kaldı. Hükümetin ve AK Parti’nin “milliyetçi” kanadını temsil ettiği söylenir. Aynı zamanda Turgut Özal’la siyaset yapıp, hâlâ siyasete devam eden ender isimlerden. Yıllardır siyasetin hep kalbinde yer aldı, bugün de alınan birçok kritik kararda rolü bulunuyor. Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’nun Başkanlığı’nı yapıyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un “dağdakileri indirecek” bir yasal düzenleme yapılması yönündeki sözlerinin ardından “genel af” çağrıları yeniden dillendiriliyor. Bu konudaki en yetkili ağızlardan Cemil Çiçek ile hararetli tartışmaların sürdüğü bir ortamda, perşembe günü konuştuk. Çiçek, dağdakilerin üçte birinden fazlasının Türk vatandaşı olmadığını, onlar için affın bir anlamı olmadığına dikkat çekiyor. Kandil’deki terör örgütü militanlarının üçte birinden daha fazlasını dağdan indiremeyecek bir genel affı gündeme getirenler, acaba kimlerin bu vesileyle cezaevinden çıkmasını istiyor?


Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ’un “Türkiye Halkı” söylemi tartışmaya neden oldu. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?


Bu konuşma önemli bir konuşmadır. Bugüne kadar yapılan konuşmalara nazaran daha bilimsel ve atıfları olan bir konuşmadır. Bir kısım tanımlar var, bunlara yeni anlamlar yükleniyor, yeni içerikler ortaya çıkarmaya çalışılıyor, o zaman bu konuyu evvela bilim adamları değerlendirmeli. Türkiye’nin en temel sıkıntısı bilim adamlarının yeteri kadar bu konuları konuşmayıp, bize havale etmeleridir. Bilim adamlarımız, tarihçilerimiz, sosyologlarımız, sosyal bilimciler, siyaset bilimciler topluma ışık tutmalıdır.


Atlama taşı yapılmamalı


* “Türkiye halkı” kavramı sizin için ne anlama geliyor?


Bu kavramı iyi kabul edip, içini iyi doldurursanız bir mahsuru yok, ama bunu atlama taşı yapıp, buradan başka hedeflere varmak istiyorsanız, bu biraz da düşünülmesi gereken bir konu. Bilimin dışında düşünerek, gündelik siyasetin malzemesi yaparak, kendi pozisyonlarımızı takviye etmek veya bir başka tarafa gol atmak adına bu kavramları tartışmamalıyız.


Birbirimizi anlamıyoruz


* Ne gibi hedefler?


Türkiye’de kavram istismarı var. Kavramlara aynı bakmıyoruz. Aynı dili konuşuyoruz, ama birbirimizi anlayamıyoruz.


* Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’nun başkanısınız. Genelkurmay Başkanı dağdakileri indirmek için bir yasal düzenleme yapılması yönünde görüş belirtti.


Terörle mücadele ile ilgili söylediği bazı somut hususlar var ama onların alt başlıkları lazım. “Örgütte bir yönetici kesim var, bir de ‘kendince kutsadığı’ değerler adına bu örgüte katılmış insanlar var. Bu insanlarla yöneticileri ayıralım” diyor. Önümüzdeki günlerde MGK var, kendilerinin bir hazırlığı varsa, bir açılım getirecektir. Kastedilen bir hukuki düzenleme midir, yeni bir gayretle mevcut yasaların sağladığı imkanların anlatılması mıdır bunları yüz yüze konuşmak gerekiyor.


9 düşünüp 1 konuşulmalı


* Türkiye’de son günlerde yeniden genel af tartışmaları başladı.


Öylesine hassas bir konuyu konuşuyoruz ki, bu mülakatı yaptığımız bugün yine bir şehit verdik. Kullanacağınız kelime çok önemli. 9 defa düşünüp 1 defa ifade edilmesi gereken konular bunlar. Ben o kadar sorumsuzca bu kavramları kullanamam. Şehit cenazelerinin arka arkaya kaldırıldığı bir ülkede yoruma dayalı “affı” konuşamam. Şu an dağlarda görev yapan güvenlik güçlerimiz var, ne kastedildiğini tam olarak konuşmadan af yorumu yaparsanız, bu insanların şevki kırılabilir. Acele etmemize gerek yok, önümüzde MGK var. Böylesine önemli bir konuşmanın orada bir açılımı olacaktır. O açılımı gördükten sonra konuşuruz.


Yabancıya uygulanamaz


* TCK’nın 221. “Etkin pişmanlık maddesi” üzerinde durdunuz.


Böyle bir yasal imkan var, biz onu gündeme getirdik.


* Dağdakileri indirecek kapsamda bir madde mi?


Bu maddenin iyi bilinirse birçok sorunu çözeceği kanaatindeyim. Dağda olan, bu örgütün mensubu olarak, örgüt adına faaliyet gösteren sayıya baktığımızda bunun 3’te biri, hatta daha fazlası Türk vatandaşı değil. Suriyeli, İranlı, Avrupa ülkelerinin, Ortadoğu ülkelerinin vatandaşları. Başka ülkenin vatandaşına kendi yasanızı mı uygulayacaksınız? Çıkardığınız yasalar kendi vatandaşlarınızla ilgilidir. Demek ki 3’te biri getirilmeye çalışılan, beklentiye uygun düzenlemenin zaten dışında kalıyor.


Kırmızı çizgi lafı artık çok aşındı


221. madde neye cevap vermiyor?


Bir şey diyen varsa hiç muğlak konuşmasın, bu madde neye cevap vermiyorsa bunu açıkça ortaya koysunlar. “Cevap vermiyor” demek tek başına bir şey ifade etmez, neden cevap vermediğinin de ortaya konulması lazım.


Kabine’de görüşülecek


* Terörle Mücadele Yüksek Kurulu, bu gelişmeleri ne zaman değerlendirebilir?


Kurumsal bir yapılanma ile ilgili çalışmalarımız vardı. İçişleri Bakanlığı onu son noktaya getirdi. İçişleri Bakanı belki pazartesi günü (bugün) bunu Bakanlar Kurulu’na getirebilir. Sayın Bakan pazartesi günü getirmeyi düşünüyordu. Orada müzakere imkanımız olacak. Bir, iki teknik konunun dışında önemli bir hazırlık yapıldı. Uygulamayı yapanla, planlamayı yapanın aynı yerde olması lazım. Yeni kurulacak birim planlama yapacak, strateji belirleyecek, tedbirleri güncelleştirecek, tavsiyelerde bulunacak.


Eskiden duvara yazardık


* Türkiye’nin terörle mücadelede kırmızı çizgileri değişti mi?


Ben bu kırmızı çizgi lafının çok aşındığı kanaatindeyim. Her önüne gelen bir kırmızı çizgi çiziyor. Eskiden bu kırmızı çizgileri duvara yazıyorduk, şimdi başka taraflara yazıyoruz.


Bunlar karanlığa kurşun sıkıyor


Yerel seçimlerde özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ortaya çıkan tablo “Kürt sorunu” olarak nitelendirilen sorunların çözümünü nasıl etkiler?


Sorun bizimse bunu çözmek de bize düşer. İster zor ister kolay olsun. Biz, “Sorun kolaysa çözeyim, zorsa gelsin başkaları çözsün” diyemeyiz. Bunu biz çözeceğiz. Başkası çözmeyecek. Türkiye sorunlarını demokrasi içinde, hukuk devleti kurallarına göre çözecektir. Dünyada demokrasi dışı yöntemle bugüne kadar bir sorun çözülmüş mü? Demokratik açılımları Türkiye’nin gündemine getirdik, getirmeye de devam ediyoruz.


Yargının işini bize sormayın


* Ergenekon Soruşturması çerçevesinde yaşananlar da tartışma konusu.


İkide bir Adalet Bakanı’na soruluyor. Sanki Adalet Bakanı yargının amiri, sınıf mümessili, o talimat veriyor. Adalet Bakanı’na bu soruları sormak kadar cahilce, sorumsuzca bir iş yok. Kendi yargınızı tartışmaya açıyorsunuz. Yargının işini bize sormayın.


Baykal fırsatçılık yapıyor


* Sayın Baykal, yapılanları “AK Parti darbesi” olarak nitelendirdi. Sayın Baykal fırsatçılık yapıyor. Sayın Baykal’a saygım var ama konuşmalarının hiçbirisi hukuki değil. Ağzına kadar siyaset dolu cümleler. Siyaset yapıyor, sözlerinin hiçbir hukuki dayanağı yok. Hükümet ne yapıyor, nasıl bu talimatları veriyor, ben bunu anlamıyorum. Somut delili, örneği ne? Bir yargılama faaliyetine birileri karışıyorsa TCK’nın 288. maddesine göre bu suç.


* Sayın Baykal “Darbe tankla, tüfekle yapılmaz, böyle de yapılır” diyor.


Nasıl yapmışız? Bunu slogan olarak ya da bir iftira olarak söylemek yerine somut delilinin ortaya konulması lazım. Kim talimat vermiş, ne zaman, kime vermiş, bunların delili ortaya konulmalı.


Vıcık vıcık siyaset


* “Hükümete kim muhalefet ediyorsa gözaltına alınıyor” eleştirileri var. Ben mi alıyorum gözaltına? Karanlığa kurşun sıkıyorlar. Tümüyle vıcık vıcık siyaset kokan beyanlardır, hiçbirisinin bir anlamı yok. Yargıya bu kadar etkimiz olsa kendimizle ilgili davalardan paçayı sıyırırız. Bu ülkenin yargısını oradan buradan emir alan durumunda gösterirseniz yargınıza dışarıdan kim saygı duyar? Başka zamanlarda bu konuda açıklama yapanların maalesef sesi soluğu da kesiliveriyor. Savcıları, hakimleri “talimat alarak yargılama yapıyor” diyerek vicdanen mahkum etmek kadar vicdansızlık yoktur


Ruhban Okulu’nda üniversite modeli


ABD Başkanı Obama Heybeli Ada Ruhban Okulu’nun açılmasıyla ilgili tavsiyede bulundu. Bu konuda bir değerlendirme yaptınız mı?


Heybeli Ada’da bir ruhban okulunun varlığından dolayı Türkiye’nin bir endişesi yoktur. Anayasadan kaynaklanan bir hukuki problem var. Bütün mesele bunun nasıl aşılacağıdır. Din eğitimi veren okullar özel okul statüsünde olmuyor. Bizim teklif ettiğimiz modeli de onlar kabul etmiyor. Din adamı yetiştiren okullarımız Milli Eğitim Bakanlığı’na ya da üniversitelere bağlı. Bir üniversite bünyesinde de bu okul faaliyet gösterebilir, anayasal engeli böyle ortadan kaldırabiliriz.


Bakü’den hiçbir bilgi saklamadık


Ermenistan’la başlayan diyalog sürecinde yeni gelişmeler var mı?


Sayın Başbakan bir açıklama yaptı. Biz gelişmeler konusunda Azerbaycan’dan hiçbir bilgi saklamadık. Gelişmeleri anında ve en yetkili ağızdan kendilerine bildirdik. Oturuldu, konuşuldu, görüşüldü. “Soğuk savaş bitti” deniliyor, ama soğuk savaşın acımasızca devam ettiği coğrafya Kafkasya’dır. Herkes kıran kırana bir mücadele veriyor. Bugünlerde bu acımasızlığa mevzu olan ülke de Azerbaycan’dır. Bugün Kafkasya’da Azerbaycan’ın tek dostu Türkiye’dir. Azeri kardeşlerimizin Türkiye’nin Azerbaycan için geçmişte yaptıklarını dikkate alarak bu propagandalara itibar etmemeleri bizim en büyük temennimizdir. Biz kardeşiz, yaptığımız işi kardeşlik adına yaparız.


5-0 dedik. 3-1 kazandık


Kabine revizyonu beklentisi var.


Anayasa gereği Başbakan ne zaman isterse yapar. En rahat değişiklik yapacak başbakan da bugünkü başbakandır. Hepimiz bu konuda çok rahatız. Her zaman kendisine destek verdik, veririz. Değişiklik arzu ediyorsa da bunu kolaylaştırırız.


* AK Parti’nin 29 Mart seçimlerinde oylarında düşüş yaşandı.


AK Parti bu seçimlerden başarılı çıkmıştır. AK Parti girdiği bütün seçimlerden birinci parti olarak çıkmıştır. 1983 seçimlerinden bu tarafa AK Parti’nin 29 Mart’ta aldığı oy kadar hiçbir parti oy almamıştır. Dünyadaki ekonomik krize rağmen yüzde 39 oy alması çok önemlidir. Biz “bu maçı 5-0 kazanacağız” demişiz, 3-1 kazanmışız. Ama, neticede biz kazandık.


Cemil Çiçek kimdir?

1946 yılında Yozgat’ta doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Anavatan Partisi’nin kurucu üyeleri arasında yer aldı. 1984 yılında ANAP’tan Yozgat Belediye Başkanı seçildi. ANAP’tan 18. Dönem’de Yozgat, 20. Dönem, 21. Dönem, 22. Dönem’de Ankara Milletvekilliği yaptı. ANAP Hükümetleri’nde Devlet Bakanlığı görevini yürüttü. Daha sonra Adalet ve Kalkınma Partisi’ne katıldı. 3 Kasım 2002’de yapılan milletvekili seçimlerinde tekrar milletvekili seçilen Çiçek, 58. ve 59. Hükümetler’de Adalet Bakanı oldu. Çiçek, 60. Hükümet’te ise Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak görev yapıyor. İngilizce ve orta düzeyde Fransızca bilen Çiçek, üç çocuk babası.

 

 

cezaevi affı varmı ? afçıkacakmı? şartlı salıverme 2009 yılında cezaevi affı 2009 yılı genel af af çıkarsa kimler faydalanabilecek? af teröristleri de kapsayacak mı ?

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ