Haber 16

Cinayet mi,yoksa intihar mı?

Sosyal çevreleri olmayıp, avukat babayla da iletişimleri kopuk olan 4 kardeşin hayatta tek bağları olarak…

Cinayet mi,yoksa intihar mı?
  • Gündem / Son Dakika
  • 23 Nisan 2011
  • Cinayet mi,yoksa intihar mı? için yorumlar kapalı
  • 327 KEZ OKUNDU

Sosyal çevreleri olmayıp, avukat babayla da iletişimleri kopuk olan 4 kardeşin hayatta tek bağları olarak anneleri bir hafta önce ölen Neyran Sağocak’ı gördüğü ve “O ölürse biz de ölürüz” diyerek intihar ettikleri anlaşıldı.


Kardeşler, Kahramanmaraş’ın merkeze bağlı Dereli Köyü Alıçsekisi mevkiindeki bağ evinde kendilerini asarak intihar etti. İddiaya göre, bu hazin öykü şöyle yaşandı:


FELFESE VE MİTOLOJİYE DÜŞKÜNDÜLER


Kentin tanınmış simalarından Kahramanmaraş Barosu’na üye 64 yaşındaki Avukat Necdet Sağocak ile ikinci evliliğini yapan 63 yaşındaki heykeltıraş Neyran Sağocak’ın bu evlilikten 2’si kız 4 çocukları oldu. Daha önceki evliliğinden de 2 çocuğu bulunan Neyran Sağocak ile eşi, tarih, felsefe ve mitolojiye düşkünlükleri nedeniyle çocuklarına Raden, Beraris, Rulin ve Sajen adlarını verdiler. Sosyal çevreden uzak büyüyen ve hayatta tek bağları anneleri olan 4 kardeşten Beraris ile Raden üniversite eğitimi aldı.


Diğerleri de üniversiteye hazırlanırken geçtiğimiz Ocak ayında astıma bağlı nefes darlığı rahatsızlığı nedeniyle fenalaşan anneleri Neyran Sağocak, tedavi için İstanbul’a götürüldü. 5 ayrı hastanede kontrol edilen Neyran Hanım, tedavisi için İstanbul’da kaldı, çocukları da İstanbul’a gidip annelerini yalnız bırakmadı.


Annelerinin durumunun ağır olmasından etkilenen 31 yaşındaki Raden, 26 yaşındaki Beraris ile kız kardeşleri 30 yaşındaki Rulin ve 27 yaşındaki Sajen Sağocak, iletişimleri zayıf olduğu babalarına “Annemiz ölürse biz de ölürüz” dedi. Hastalık derecesinde düşkün oldukları annelerinin rahatsızlığının artması üzerine psikolojileri bozulan 4 kardeş, 15 Nisan’da anneleri ölünce yıkıldı. Neyran Sağocak’ın ailesinin İstanbul’da yaşaması nedeniyle cenazesi de Karacaahmet’te toprağa verildi.


İSTANBUL’DA İNTİHAR DENEMESİ


Vatan’ın haberine göre, hayattaki tek varlıklarını kaybeden 4 kardeş, annelerini toprağa verdikten sonra aynı gün, İstanbul’da konakladıkları otel odasında alkolle birlikte çok sayıda uyku ilacı içti. Yaklaşık 10 saat sonra uyanan kardeşler, gittikleri ormanlık alanda da intihar etmek isteyince annelerinin ilk eşinden olan üvey ablaları Berja tarafından ikna edildi. Gelişmelerden haberdar edilen baba Necdet Sağocak, tanıdık bir psikologla görüşerek ne yapması gerektiğini sordu.


Psikolog tavsiyesi ile sakinleştirici ilaç alıp, çocuklarının içtiği kolalı içeceklere attı. İlaçların etkisiyle sık sık uyuyan çocuklar, birkaç gün sonra bu durumu fark edince babalarının verdiği içecekleri içmemeye başladı. Cenaze işlemleri tamamlandıktan sonra 4 kardeş, babalarıyla Kahramanmaraş’a döndü, ancak “Bu evde annemizin hatırası var, kalamayız” diyerek bağ evine yerleşti. Çocukları intihar eğilimi nedeniyle evdeki ruhsatlı tabancayı gizleyip, intihar edebilecekleri malzemeleri ortadan kaldırdı.


BABADAN ‘SAKIN YAPMAYIN’ MESAJI


Avukat baba, işte olduğu sırada sık sık bağ evinin bekçisi Hayri Tepebaşılı’dan çocuklarını takip ettirip durumlarını sordu, olay günü de çocuklarından birinin cep telefonuna “İntihar ederseniz işte o zaman anneniz ölür” diye mesaj attı. Bu mesaja öfkelendiği anlaşılan 4 kardeşin 3’ü cep telefonlarını kırıp attı. Akşam üzeri bağevinde yemek yiyen kardeşler, Beraris’e ait otomobilin kapılarını açıp yüksek sesle müzik dinlemeye başladı.


HER BİRİ FARKLI ODADA İNTİHAR ETTİ


Ardından 4 kardeşten kız olan Sajen, evin arka tarafındaki kulübede, erkek olan Beraris, evin giriş bölümündeki holde, Raden evin sağ tarafında bulunan küçük kulübede ve kız olan Rulin de evin girişinde iple kendini astı. Bu arada baba Necdet Sağocak, görevli Hayri Tepebaşılı’yı arayarak çocukları kontrol etmesini istedi. Tepebaşılı, girişte ilk cesedi ardından da diğerlerini görünce şoka girdi ve önce jandarmayı, sonra babayı aradı.


KOLA İÇİP ÇEREZ YEMİŞLER


Olay yerine gelen jandarma ve polis ekiplerinin incelemelerinde kardeşlerin evin ön kısmındaki terasta oturdukları, alkolsüz içecek içip çerez yedikleri ve çok çok miktarda sigara içtikleri dikkat çekti. Terasta ayrıca yere düşen sigara paketleri ile kırık soda şişeleri vardı. Evin içinin dağınık olduğu da gözden kaçmadı. Bağ evinin önünde park edilmiş, Beraris’e ait otomobilin içinde de yiyecek içecek artıkları bulundu.


KOMŞULARI: EVDEN ÇIKMAZLARDI


Ailenin kapı komşuları olayın şoku ile sarsıldıklarını belirtirken, adını vermeyen bir kadın komşusu, çocukların dünya ile ilişkisinin olmadığını söyledi: “Neyran Hanım tam bir İstanbul hanımefendisiydi. Çocukları ona karşı aşırı bağlı ve saygılıydı. Hiçbir zaman annelerine ‘Sen’ diye hitap etmediler, hep ‘Siz’ derlerdi. Çocukların dünyada iletişim kurduğu tek insan anneleriydi. Çocukları hemen hiç görmezdik. Annelerini kaybetmek onlara zor geldi. Çünkü hayattaki tek bağlarını kaybettiler.


Bu olayda başka bir sosyal, ideoloji veya tarikat gibi bir bağ yok ve aranmamalı. Tek neden çocukların annelerine hastalık derecesinde düşkünlükleridir.” Av. Necdet Sağocak’ın birlikte çalıştığı meslektaşı Emine Ağaoğlu da, çocukların annelerine çok düşkün olduğunu belirterek, “Bunlar eğitimli çocuklar, ailelerine ve özellikle annelerine çok düşkündüler. Anneleri öldükten sonra da psikolojileri bozuldu. Biri bir karar verdiği zaman diğeri buna uyar. Çok üzgünüz, intiharlarda başka bir neden aramaya gerek yok. Çocukların annelerine aşırı düşkünlüğünden başka bir sorun yok” diye konuştu.


ADLARIN ANLAMI NE?


Berarİs (26): Temiz kalp anlamında. Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi’nde bilgisayar ve elektronik eğitimi gördü. Çok iyi bilgisayar kullanıyor.


Sajen (27): Sa’sı Sağocak’tan geliyor. Jen ise ‘gen’ anlamında olduğu için Sağocak ailesini devam ettirecek anlamında. Bolu Üniversitesi öğrencisi.


Raden (31): Eski Mısır’da Adalet Tanrısı’nın adı. İktisat eğitimi aldı. İstanbul’da askerlik görevini yapıyordu ve terhis olmasına iki ayı kalmıştı.


ÖZELLİKLE ticari ve Sulh hukuk davalarına bakan ve yüksek ücret alan Necdet Sağocak, çocuklarına adlarını öz Türkçe’den yararlanarak verdiklerini söyledi.
Çocuklarının nüfus kayıtlarını yaptırırken “Siz kaydedin isimler Türkçe değil ise Cumhuriyet Savcısı dava açsın” diyerek işlem yaptırdığını anlattı. Sağocak, çocukların adlarının özel anlamlar taşıdığını belirtti.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ