Haber 16

Çocuklarımız hastalandığında nelere dikkat etmeliyiz

Havalar soğudu .Biz de poşet poşet ilaçları almaya başladık. Acabahastalandıklarında yaptıklarımız doğru mu ?

Çocuklarımız hastalandığında nelere dikkat etmeliyiz
  • Son Dakika / Yerli Diziler
  • 07 Aralık 2011
  • Çocuklarımız hastalandığında nelere dikkat etmeliyiz için yorumlar kapalı
  • 450 KEZ OKUNDU



Çocuklarınızı soğuktan korumanın yolları


Kışın gelmesi ile birlikte birçok faktöre bağlı olarak dirençleri düşen çocuklar, hastalıklarla mücadele ediyor.


Ekim ayının gelmesiyle birlikte çocuk hastalıkları bölümlerinin bekleme odaları ateşi yükselmiş, burnu akan, boğazı ağrıyan çocuklarla dolmaya başlıyor ve bu yoğunluk nisan ayı ortalarına kadar devam ediyor. Sonbaharda okula başlayan, havaların soğumasıyla birlikte kapalı ortamlarda uzun zaman geçiren, daha hareketsiz kalan çocuklar, tam da dirençlerinin düştüğü bu dönemlerde artışa geçen viral enfeksiyonlardan etkileniyor. Hastalıkları iyi tanımak, antibiyotik kullanımı konusunda doğruları bilmek, ateş ölçme ve düşürme tekniklerini öğrenmek bu dönemin hem çocuk hem aile açısından daha rahat geçirilmesini sağlıyor.


Üst Solunum Yolu Hastalıkları


Soğuk algınlığı ve grip: Hafif öksürük, burun akıntısı ve vücutta kırgınlıkla belirti veriyor. Grip, yüzde 99 oranında bir virüse bağlı olarak ortaya çıkıyor ve belirtiler virüsün tipine göre değişiyor. Bazı durumlarda tablo biraz daha ağır seyredebiliyor ve çocuk kendini daha hasta hissediyor.


Bronşiolit: Enfeksiyonun uç hava yollarını tuttuğu bu hastalık daha çok 6 ay-2 yaş arasındaki çocuklarda görülüyor. Solunum sıklaşıyor ve hırıltılı oluyor, öksürük artıyor, burun tıkanıyor. Ateş ise çocuğun virüse karşı direncine bağlı olarak görülmeyebiliyor. Kış aylarında özellikle RSV virüsünün yol açtığı enfeksiyon 4-5 gün içinde iyileşiyor. Ancak küçük çocuklar, bağışıklık sistemlerinin zayıf olması nedeniyle bu tür durumlarda bakteriyel enfeksiyonlara da açık hale geliyor. Hasta çocukların iyi takip edilmesi gerekiyor.


Bronşit: Daha büyük çocuklarda yoğun balgam, hırıltılı, sık solunum ve öksürük nöbetleriyle kendini belli ediyor. Tanı, çocuğun klinik tablosuna ve röntgen görüntülerine göre konuluyor. Pnömoni (Zatürre): Akciğer dokusunun iltihaplanmasıyla ortaya çıkan pnömoni, daha çok kalp hastalığı ya da önceden geçirilmiş akciğer hastalığı olan çocuklar ile erken doğumlarda görülüyor. Bakteriyel bir hastalık olan pnömonide çocukta ciddi bir solunum sıkıntısı ve hasta görüntüsü oluyor. Bakterilerin neden olduğu hastalığın tedavisi için antibiyotik kullanımı gerekiyor.


Orta kulak iltihabı: Üst solunum yolu hastalıklarıyla birlikte, burundaki tıkanıklık kulağı da etkiliyor ve çoğunlukla orta kulakta enfeksiyon oluşuyor. Enfeksiyon, ağrı ve ateşe neden oluyor.


Akut faranjit-Tonsilit: Damlacık yoluyla bulaşan akut faranjit; öksürük, burun akıntısı, ateş ve halsizlikle başlıyor. Şikayetler giderek artıyor ve çocuğun genel durumu bozuluyor. Zamanında ve doğru tedavi edilmezse bademciğe bağlı orta kulak iltihabına, streptekoklara (bulaşıcı ve daha çok bademcikte bulunan mikrop türü) bağlı bir enfeksiyon ise kalp romatizmasına yol açabiliyor. Tedavinin mutlaka hekim kontrolünde ve uygun antibiyotikle yapılması gerekiyor.


Nasıl Tedavi Ediliyor? Virüslere bağlı olarak ortaya çıkan üst solunum yolu hastalıklarında antibiyotik kullanmak gerekmiyor. Tedavide ağrı kesici ve ateş düşürücülerden, balgam söktürücü ve gıcık giderici şuruplardan yararlanılıyor.Çocuğun taze meyve suları ve bitki çayları gibi seçeneklerle bol sıvı tüketmesi, ılık banyolarla rahatlatılması gerekiyor. Bu dönemde iştahı olmayan çocuğun yemeye zorlanmaması tavsiye ediliyor.Mümkün oldukça bulunulan ortamın havalandırılması, serin tutulması ve çocuğun açık havaya çıkartılması da iyileşme sürecini hızlandırıyor.Viral enfeksiyonlar 3-5 gün içinde iyileşmeye başlıyor.İyileşme görülmezse mutlaka bir hekime başvurmak gerekiyor.


Döküntülü Hastalıklar


Suçiçeği: Kaşıntılı döküntüler, ilerleyen günlerde sivilce benzeri yapılara dönüşüyor. Halsizlik ve hafif ateş görülüyor.


Kızamık: Birkaç gün ateş, burun akıntısı ve öksürüğün ardından yanak içlerinde beyaz lekeler, yüz bölgesinde hafif kırmızılıklar görülüyor ve sonrasında lekeler vücuda yayılıyor.


Kızamıkçık: Lenf bezlerinde şişkinlik, yüz bölgesinde küçük pembe lekeler görülüyor. Bazı çocuklarda ise bu belirtilere yüksek ateş eşlik ediyor.


Beşinci Hastalık: Yüzde ve boyunda döküntüler oluşuyor. Özellikle yüzdeki döküntüler kaşıntı yapabiliyor. Banyo yapmak kaşıntıyı artırıyor.


Altıncı Hastalık: Özellikle süt çocukluğu döneminde görülen bu hastalık üç gün boyunca yüksek ateşle seyrediyor. Baş, boyun ve vücutta kabarık olmayan döküntüler oluşuyor. Üçüncü günün sonunda ateş düşüyor. İyi kontrol edilemeyen ateş yükselmesinde havale geçirme riski bulunuyor.


Nasıl Tedavi Ediliyor?
Döküntülü hastalıkların tedavisinde antibiyotik kullanılmıyor. Damlacık yoluyla bulaşan bu hastalıklardan diğer çocukları korumak gerekiyor. Üst solunum yolu hastalıklarının tedavisindeki kurallar, bu hastalıklarda da geçerli oluyor. Döküntülü hastalıklar 3-7 gün arasında iyileşmeye başlıyor.


ÇOCUK HASTALIKLARINA DAİR MERAK EDİLENLER


Antibiyotik ne zaman kullanılmalı?
Çocukların geçirdiği hastalıkların yüzde 99’unun viral yani virüs kaynaklı olduğu biliniyor. Vücut bu virüslerle kendi başına mücadele ediyor ve sonuçta bunlara karşı direnç kazanıyor. Farklı bir mikrop türü olan bakterilerin neden olduğu hastalıklarda da, vücut yine kendi savunma mekanizmalarını devreye sokuyor ancak bakteriler daha ağır enfeksiyonlara neden olabildiği için antibiyotik kullanmak gerekiyor. Tüm dünyada, özellikle çocuk hastalarda yaygın şekilde gereksiz yere antibiyotik kullanılıyor. Bunun sonucunda birçok dirençli mikroorganizma ortaya çıkıyor. Viral enfeksiyonlarda antibiyotik kullanılsa da kullanılmasa da ateş 3. ya da 4. gün düşüyor. Yani antibiyotiğin bir etkisi olmuyor. Ancak antibiyotik kullanımında ısrarcı olan aileler hem çocuğun virüslere karşı dirençli olmasını engellemiş oluyor hem de başlanan antibiyotiği ateş düştükten sonra yarım bırakarak mikropların da direnç kazanmasına neden oluyor.


Ateş düşürücüler ne zaman kullanılmalı?
Ateşin yükselmesi çocuğun vücudunun mikroplarla mücadele ettiğini gösteriyor. Bu nedenle hafif bir ateşte ateş düşürücü kullanmamak, koltuk altından ölçülen ateş 38 derecenin üzerine çıkana kadar beklemek gerekiyor. Ancak çocuk kendini kötü hissediyorsa, kas ağrıları varsa ateş düşürücüye başvuruluyor. Çocuğa ılık duş aldırmak, ortamı serinletmek ve ince giydirmek de ateşin kontrolünde fayda sağlıyor.


BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ