Haber 16

Ekonomide 2010 yılı karnesi!

Küresel krizin ardından 2010, dünya ekonomisine paralel olarak Türkiye ekonomisinin toparlandığı ve bir çok ülkeye göre daha yüksek büyüme hızını yakaladığı yıl oldu. İşte Türkiye’nin 2010 yılı karnesi.

Ekonomide 2010 yılı karnesi!
  • Ekonomi / Son Dakika
  • 22 Aralık 2010
  • Ekonomide 2010 yılı karnesi! için yorumlar kapalı
  • 301 KEZ OKUNDU

Geçtiğimiz ay Avrupa’da yaşanan borç krizine ilişkin endişeler Türkiye’de de piyasanın gündemine geldiyse de ülke ekonomisi, yüksek büyüme oranı ve mali disiplinin devam etmesi sonucu özellikle gelişmekte olan Avrupa ekonomileri içinde ön plandaki yerini korudu.


Yılın ilk iki çeyreğinde sırasıyla yüzde 11,8 ve 10,2 ile yüksek büyüme hızını yakalayan Türkiye ekonomisi, 3. çeyreği de yüzde 5,5 büyüyerek kapattı.


Büyümede ivme yakalayan Türkiye, işsizlikte bunu tam olarak sağlayamasa da işsizlik oranı eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 2,1 puan düşerek yüzde 11,3’e geriledi.


Yıl içinde temel enflasyon göstergeleri istikrarlı düşüş eğilimini sürdürdü.


İhracatta ise 2009’da dış pazarlardaki daralmanın olumsuz etkisiyle görülen gerileme, 2010’da yerini artış trendine bıraktı. İhracatçı birliklerinin kayıtlarına göre bu yılın 11 ayında, geçen yılın rakamı yakalandı.


Öte yandan, cari açık Türkiye ekonomisinde risk unsuru olmaya devam ediyor. Yılın 10 ayında 36 milyar dolara dayanan açıktaki artışın nedenleri, iç talebe dayalı büyüme, Türk Lirasının değerlenmesi ve üretimdeki toparlanmayla birlikte ithal ara malı ve enerji ihtiyacı olarak sıralanıyor.


ENFLASYON


Verilere göre, enflasyon geçen yıl olduğu gibi bu yıl da tek haneli rakamlarda seyretti.


Bu yıl kasım ayında üretici fiyatları endeksi (ÜFE) yüzde 0,31 gerilerken, tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) ise binde 3 artış gösterdi. Yıllık bazda ise ÜFE’de yüzde 8,17, TÜFE’de yüzde 7,29 artış kaydedildi. Geçen yıl Kasım ayında bu rakamlar sırasıyla yüzde 1,51 ve yüzde 5,53 idi.


Enflasyon, 2009 yılında ÜFE’de yüzde 5,93, tüketicide ise yüzde 6,53 olmuştu.


BÜYÜME HIZI


Küresel krizin etkisiyle yavaşlayan Türkiye ekonomisi, geçen yılki küçülmenin ardından bu yıl yeniden büyümeye geçti.


2001 yılında özellikle finans sektörünü etkileyen krizle yüzde 5,7 küçülen Türkiye ekonomisi, daha sonraki yıllarda ise aralıksız büyüme sürecine girmişti. Ancak, bu kez küresel krizle sarsılan Türkiye’de büyüme hızı 2008’in üçüncü çeyreğinde önemli ölçüde hız kesti, ardından da uzun yıllar sonra ilk kez 2008’in dördüncü çeyreğinde yüzde 6,2’yle eksiye geçti.


Büyüme hızı 2002’de yüzde 6,2, 2003’de 5,3, 2004’de yüzde 9,4, 2005’de yüzde 8,4, 2006’da yüzde 6,9, 2007’de yüzde 4,5, 2008’de de yüzde 0,7 olmuştu.


2009’un tamamında yüzde 4,7 gerileyen ekonomi, bu yıl birinci çeyrekte yüzde 11,8, ikinci çeyrekte yüzde 10,2, üçüncü çeyrekte ise yüzde 5,5 büyüdü.


2010’un 9 ayında ise büyüme hızı yüzde 8,9 olurken, sektörel bazda bakıldığında söz konusu dönemde inşaat sektörü yüzde 18,4 ile en yüksek büyümeyi gösterdi. Tarım yüzde 0,3 gerilerken, imalat sanayi yüzde 14,7, ticarette yüzde 13,6 artış kaydedildi.


Öte yandan TÜİK verilerine göre, gayri safi milli yurtiçi hasıla (GSYH) cari fiyatlarla yılın üçüncü çeyreğinde 298 milyar 89 milyon lira, 9 ayında da 808 milyar 192 milyon lira oldu.


Geçen yıl GSYH cari fiyatlarla 952 milyar 635 milyon lira olmuştu.


İSTİHDAM


İşsizlik oranı ise bu yıl eylül ayı itibarıyla yüzde 11,3 oldu. İşsizlik oranı bu yıl ocakta yüzde 14,5, şubatta 14,4, martta 13,7, nisanda yüzde 12,0, mayısta yüzde 11,0, haziranda yüzde 10,5, temmuzda yüzde 10,6, ağustosta yüzde 11,4 idi.


Bu yıl eylül ayında toplam istihdam 22 milyon 973 bin kişi, işsiz sayısı 2 milyon 934 bin kişi olarak açıklandı.


Geçen yılın aynı ayında ise işsizlik oranı yüzde 13,4, toplam istihdam 22 milyon 20 bin kişi, işsiz sayısı 3 milyon 396 bin kişi olarak belirlenmişti. İşsizlik oranı geçen yıl yüzde 14 olmuştu.


SANAYİ ÜRETİMİ


Sanayi üretiminde geçen yılın ekim ayında yüzde 6,2 olan artış oranı, bu yıl aynı dönemde yüzde 9,8’e ulaştı.


2010 yılı ekim ayında, üretim madencilik sektöründe yüzde 11,4 azalırken, imalat sanayinde yüzde 11,3, elektrik, gaz ve su sektöründe yüzde 7,6 arttı.


Geçen yılın tamamında toplam sanayi üretimi yüzde 9,9 oranında düşerken, madencilik sektöründe yüzde 0,8, elektrik, gaz ve su sektöründe yüzde 2,3, imalat sanayinde yüzde 11,3 gerileme kaydedildi.


Öte yandan imalat sanayinde kapasite kullanım oranı, bu yıl kasım ayında yüzde 75,9’la 2008 yılının eylül ayından sonra hesap edilen en yüksek oran oldu.


2009 yılı kasım ayında yüzde 69,8 olan üretim değeri ağırlıklı kapasite kullanımı, bu yılın aynı ayında 6,1 puan arttı.


Bu yıl eylül itibariyle ikili sektörlere göre en yüksek kapasite kullanım oranı, yüzde 82,8 ile kimyasalların ve kimyasal ürünlerin imalatında görüldü. Bunu, yüzde 80,0 ile tekstil ürünlerinin imalatı ile diğer metalik olmayan mineral ürünlerin imalatı, yüzde 79,2 ile de bilgisayarların, elektronik ve optik ürünlerin imalatı izledi.


Kapasite kullanım oranı en düşük alanların başında ise yüzde 52,2 ile diğer imalatlar, yüzde 59,7 ile içeceklerin imalatı ve yüzde 67,9 ile makine ve teçhizat hariç fabrikasyon metal ürünleri imalatı yer aldı.


BÜTÇE AÇIĞI YÜZDE 49,3 AZALDI


Merkezi yönetim bütçesi, 2010 yılı ocak-kasım döneminde bir önceki yıla göre yüzde 49,3 azalmayla 23 milyar 489 milyon lira açık verdi.


Bu yıl 11 ayda merkezi yönetim bütçe giderleri 255 milyar 770 milyon lira, merkezi yönetim bütçe gelirleri 232 milyar 281 milyon lira, faiz dışı fazla ise 22 milyar 969 milyon lira olarak gerçekleşti.


Söz konusu dönemde vergi gelirleri 192 milyar 574 milyon lirayla geçen yılın aynı döneminin yüzde 24,8 üzerine çıkarken, personel giderleri yüzde 11,3 artışla 58 milyar 196 milyon lira lira, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) devlet primleri giderleri yüzde yüzde 57,1 artışla 9 milyar 921 milyon liraya, cari transferler kalemi yüzde 9,5 artışla 92 milyar 949 milyon liraya çıktı.


2009’un 11 ayında, bütçe giderleri 239 milyar 542 milyon lira, bütçe gelirleri 193 milyar 186 milyon lira ve bütçe açığı 46 milyar 356 milyon lira düzeyinde olmuştu. 2009 yılının 11 ayında faiz dışı fazla ise 5 milyar 803 milyon lira düzeyinde idi.


Geçen yılın tamamında merkezi yönetim bütçe giderleri 268 milyar 219 milyon lira, bütçe gelirlerinin 215 milyar 458 milyon lira, bütçe açığının 52 milyar 761 milyon lira, faiz dışı fazlanın ise 440 milyon lira olmuştu.


11 AYDA İHRACAT GEÇEN YILIN RAKAMINA ULAŞTI


Küresel krizle beraber dış pazarlardaki daralma sonucu düşüşe geçen ihracat ise bu yıl toparlanarak 2009’un ekim ayında başlayan artış trendini sürdürdü. Böylece, bu yılın 11 ayındaki ihracat rakamı geçen yılın tamamında kaydedilen rakama ulaştı.


İhracatçı Birlikleri kayıtlarına göre bu yıl ocak-kasım döneminde ihracat 102 milyar 161 milyon dolar oldu. Kasım sonu itibariyle son bir yıllık ihracat da 112 milyar 216 milyon dolar oldu.


Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) verilerine göre ise 2010 yılı ocak-ekim döneminde ihracat 92 milyar 709 milyon dolar, ithalat 147 milyar 821 milyon dolar, dış ticaret açığı 55 milyar 112 milyon dolar, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 62,7 düzeyinde gerçekleşti.


Geçen yıl aynı dönemde 83 milyar 185 milyon dolar olan ihracatta yüzde 11,4, 113 milyar 291 milyon dolar olan ithalatta yüzde 30,5, 30 milyar 106 milyon dolar olan dış ticaret açığında ise yüzde 83,1 artış kaydedildi.


2009 yılının tamamında ise 102 milyar 165 milyon dolar ihracat, 140 milyar 775 milyon dolar ithalat yapılmış, dış ticaret açığı 38 milyar 611 milyon dolar, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 72,6 olmuştu.


ÖDEMELER DENGESİ


Merkez Bankasının açıkladığı ödemeler dengesi bilançosuna göre, bu yılın 10 ayında cari açık geçen yılın aynı döneminin 4 katına yakın artarak, 35 milyar 723 milyon dolara ulaştı.


2009 yılının ocak-ekim döneminde 9 milyar 199 milyon dolar açık veren cari işlemler hesabında, bu yılın aynı dönemindeki artış oranı yüzde 288 oldu.


Cari açık, geçen yılın sonunda 14 milyar 283 milyon dolar düzeyinde idi.


DÖVİZ REZERVLERİ


2009 yılı sonunda 74 milyar 810 milyon dolar olan Merkez Bankası toplam rezervleri, yüzde 13 oranında artarak, 84 milyar 620 milyon dolara çıktı.


10 Aralık 2010 tarihi itibariyle rezervlerin 4 milyar 886 milyon doları altın, 79 milyar 734 milyon doları da döviz rezervlerinden oluştu. 2009 yılı sonunda altın rezervleri 4 milyar 121 milyon dolar, döviz rezervleri ise 70 milyar 689 milyon dolar idi.


İÇ BORÇ STOKU


Geçen yıl sonu itibariyle 330 milyar 5 milyon lira olan iç borç stoku, 2010 yılı ekim sonu itibariyle 347 milyar 822 milyon liraya çıktı. Böylece, 10 ayda stoktaki artış yüzde 5,4 olarak hesaplandı.


2010 yılı ekim sonu itibariyle iç borç stokunun 338 milyar 966 milyon lirası tahvil, 8 milyar 856 milyon lirası bonolardan oluştu.


Bu arada, bu yılın tamamı için planlanan 182,6 milyar liralık iç borç servisinin yüzde 82’si bu yılın 10 ayında gerçekleştirildi. Ocak-ekim döneminde 114,5 milyar lirası anapara, 35,7 milyar lirası da faiz olmak üzere toplam 150,1 milyar liralık iç borç geri ödemesi yapıldı.


Söz konusu dönemde toplam iç borç çevirme oranı yüzde 88 oldu.


DIŞ BORÇ STOKU


Türkiye’nin 2009 yılı sonunda 268 milyar 313 milyon dolar olan dış borç stoku, bu yılın ikinci çeyreğinde 266 milyar 339 milyon dolara geriledi.


Haziran sonu itibariyle dış borç stokunun 61 milyar 964 milyon doları kısa vadeli, 204 milyar 375 milyon doları da uzun vadeli borçlardan oluştu.


Dış borç stokunun 5,7 milyar doları kısa, 79,1 milyar doları da uzun vadeli olmak üzere toplam 84,8 milyar dolarlık bölümü kamu borçlarından, 54,8 milyar doları kısa vadeli, 115,4 milyar doları orta ve uzun vadeli olmak üzere toplam 170,2 milyar dolarlık bölümü de özel sektör borçlarından oluştu.


Merkez Bankasının uzun vadeli dış borç tutarı 9,9 milyar dolar, kısa vadeli dış borç tutarı 1,5 milyar dolar olarak hesaplandı.


DIŞ BORÇ GERİ ÖDEMELERİ


Öte yandan, bu yıl aralık ayının ilk yarısına kadar yapılan dış borç ödemeleri ise 12 milyar 645,4 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti.


Bu rakamın 8 milyar 678,2 milyon doları Hazine, 298,7 milyon doları Merkez Bankası, 1 milyar 247,8 milyon doları genel ve katma bütçeli idarelerin dokümantasyon, kitap bedeli, katılma payı, üyelik aidatı şeklindeki ödemeler, 129,6 milyon doları Türk Savunma Fonu ve 2 milyar 291 milyon doları da Uluslararası Para Fonuna (IMF) ödemeler olarak gerçekleşti.


2009 yılının tamamında 11 milyar 722,2 milyon dolarlık dış borç anapara ve faiz ödemesi yapılmıştı.


Türk Lirası, 2010’da yabancı paralar karşısında değerli konumunu muhafaza etti.


Reel kur endeksleri, bu yıl, Türk lirasının güçlenme eğiliminde olduğuna işaret ederken, kasım ayı itibariyle Türk Lirası geçen yıl sonuna göre tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) bazlı endekse göre yüzde 12,8, üretici fiyatları endeksi (ÜFE) bazlı endekse göre de yüzde 11,6 değerlendi.


Merkez Bankası 2010’da da dalgalı döviz kuru rejimini uygulamaya devam ederken, döviz kurlarındaki değişimleri de yakından izlemeyi sürdürdü ve piyasa derinliğinin kaybolmasına bağlı olarak spekülatif davranışlar sonucunda kurlarda sağlıksız fiyat oluşumları gözlendiğinde de alım-satım yönünde müdahalelerde bulundu.


Temel amacını fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek olarak belirleyen Merkez Bankası, bu yılın ilk yarısında faiz oranlarında ise değişikliğe gitmedi. Ancak, Yunanistan’da başlayıp İrlanda’ya yayılan bazı Avrupa ülkelerindeki borç sorununun derinleştiği eylül ayında yeniden gecelik faiz oranlarında indirim trendine girdi.


DÖVİZİN SEYRİ


Merkez Bankasının gösterge niteliğindeki kur rakamlarına göre, 2009 yılı sonunda 1,4967 olan ABD Dolarının efektif satış fiyatı, yüzde 4,0 artışla, 21 Aralık 2010 tarihinde 1,5560 lira, avronun efektif satış fiyatı ise 2,1562 lira iken yüzde 0,5 gerileyerek 2,0470 lira olarak belirlendi.


Geçen yıl sonunda serbest piyasada satış fiyatı 1,4980 lira olan dolar, 21 Aralık 2010 tarihinde 1,5590 lira oldu. Avronun satış fiyatı ise 2009 yıl sonunda 2,1560 lira iken, 21 Aralık 2010 tarihinde 2,0519 lira düzeyinde gerçekleşti.


Yıl genelinde ortalama döviz kurlarına bakıldığında şubat başından itibaren 1,5000 liranın üzerinde seyreden dolar, haziran ayında 1,6000 liranın üzerini görürken, en düşük düzeyini de kasım ayı başında 1,3900 civarında kaydetti.


FAİZ ORANLARI


Hazine, bu yıl devlet iç borçlanma senetleriyle yapılan borçlanmada en kısa 6 ay, en uzun 10 yıl vadeyle borçlandı. Yılın ilk ayında yüzde 8-9’larda seyreden yıllık bileşik faiz oranı, en son 7 Aralık’ta yapılan 7 yıl (2513 gün) vadeli tahvil ihalesinde yüzde 7,77 oldu.


Bankaların yıllık mevduat faizleri ise yıl sonu itibariyle yüzde 4 ile yüzde 9 arasında değişiyor. Geçen yıl sonu itibariyle bankaların yıllık mevduat faiz oranları yüzde 5 ile yüzde 9,5 arasında idi.


Merkez Bankası ise gecelik faiz oranlarını 2009 kasım ayından itibaren borçlanmada yüzde 6,50, borç vermede ise yüzde 9’da tutarken, eylül ayında borçlanma faizini yüzde 6,25, borç verme faizini de yüzde 8,75’e çekti.


Para Politikası Kurulunun bu yılki son toplantısında alınan kararla da politika faiz oranı yüzde 7,0’den yüzde 6,50’ye, gecelik borçlanma faizi yüzde 1,75’den yüzde 1,50’ye indirildi. Yüzde 8,75 olan borç verme faiz oranı ise yüzde 9 oldu.


MEVDUAT-KREDİ


Merkez

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ