Haber 16

Ertuğrul Özkök neden istifa etti?

Özkök tam 20 sene görev yaptı Hürriyet’te. Verdiği bir kararla kaptan köşkünü terk etti. Sebebi neydi peki? İşte yanıtı..

Ertuğrul Özkök neden istifa etti?
  • Medya-Magazin / Son Dakika
  • 30 Aralık 2009
  • Ertuğrul Özkök neden istifa etti? için yorumlar kapalı
  • 365 KEZ OKUNDU

Ertuğrul Özkök, Hürriyet Gazetesi’ndeki Genel Yayın Yönetmenliği’ne veda etti dün… Bugün de köşesini vedasına ayırdı…

Görevi bırakmasını, ‘yoruldum ve mecalim yetmedi’ artık diye özetleyen Özkök, başta Aydın Doğan’a, daha sonra Hürriyet gazetesi çalışanlarına ve Hürriyet okurlarına teşekkür etti.

Koltuğunu da 2 Ocak 2010 tarihinde Enis Berberoğlu’na devredeceğini ifade eden Özkök sözlerini şöyle sürdürdü;

İşte Özkök’ün veda yazısı:


22 Mart 1990 günü, adım Hürriyet Gazetesi’nin genel yayın yönetmeni olarak künyeye girdiği gün, kendime 5 yıllık bir süre biçmiştim.


43 yaşımdaydım.


Geçmişimde sadece 3.5 yıllık bir gazetecilik tecrübem vardı.


Gazete nasıl yapılır bilmiyordum.


Bagajımdaki tek sermaye, dünyanın nereye gittiğini anlama ihtirasıydı.


Hürriyet, çocukluğumdan beri evimize giren gazeteydi.


Türkiye’nin en büyük gazetesiydi.


“Gazete” denince akla ilk gelen isimdi.


Ben kendime 5 yıl biçmiştim, ama bu mesleğin eskileri, en fazla bir yıl ömür biçiyordu.


Çünkü Ankara’dan gelmiş, aklı havada bir öğretim üyesiydim.


 


Kader beni de yanılttı.


Bana bir yıl ömür biçenleri de.


Tam 20 yıl bu koltukta oturdum.


Bunun son beş yılında ise oturmak zorunda kaldım.


Hürriyet’in genel yayın yönetmenliği koltuğu, Türk basınında yönetici olarak gelinebilecek en yüksek mertebedir diye düşündüm.


Daha doğrusu ben mütevazı davranıp düşünmesem bile, başkaları, Hürriyet’e atfettikleri değerlerle, bunu aklıma soktular, böyle düşünmeye ikna ettiler.


Neticede bugün geldiğim noktada artık buna bütün kalbimle inanıyorum.


Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği, bu meslekte yönetici olarak gelinecek en yüksek mertebedir.


 


Değerli Hürriyet okurları, 2 Ocak itibariyle Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği görevinden ayrılıyorum.


Bu görevin büyüklüğü kadar, ağırlığı ve meşakkati de büyüktür.


Kendime biçtiğim sürenin 15 yıl fazlasıyla yapmak, üzerimde büyük bir yorgunluğun da birikmesine yol açtı.


Hayatım boyunca en çekindiğim duygu, koltuğuna yapışmış yönetici izlenimi vermekti.


Bilmenizi isterim ki, bu kadar uzun süre bu koltukta oturmamın nedeni böyle bir ihtiras değil, mesleki bir kaderin cilvesiydi.


Bu kaderin tecellisini sağlayan ise patronum Aydın Doğan’ın arkamda durması ve beni hep desteklemesiydi.


O destek hiçbir zaman bitmedi ve bitecek gibi de görünmüyordu.


Ama benim mecalim yetmedi.


O nedenle, bu yazıyla hepinize genel yayın yönetmeni olarak veda ediyorum.


Artık yoluma Hürriyet camiasının bir yazarı olarak devam edeceğim.


 


Yerime, Hürriyet’ten hepinizin çok iyi tanıdığı başarılı bir gazeteci geliyor.


Enis Berberoğlu ile 1989 yılında Hürriyet’in Ankara bürosunda birlikte çalışmaya başladık.


Ben İstanbul’a gelince, o da burada görev aldı ve adına toz kondurulamayacak bir gazetecilik kariyeri yaptı.


Sadece meslektaş olarak değil, dost olarak da bütün bu yılları birlikte geçirdik.


Ekonomik ve siyasi krizleri birlikte yönettik. İyi günleri birlikte yaşadık, zor günleri birlikte geçtik.


Neticede, karakteri, gazeteciliği ve geçmişte yaptığı işlerle hak ettiği bu mevkiye geldi.


Hürriyet’in onunla daha da ileri gideceğine olan inancım tamdır.


 


Değerli Hürriyet okurları.


Gerçek gazeteci bir patronla çalıştım.


Bana sadece, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın temel ilkelerini talimat olarak verdi.


Son 10 yılda Doğan Ailesi’nin yetiştirdiği vizyoner bir İcra Kurulu Başkanı olan Vuslat Doğan Sabancı ile çalıştım.


Bu yıllar boyunca Doğan Ailesi’nin bütün fertlerinden sadece destek gördüm.


Hürriyet’te mükemmel bir arkadaşlık ortamında yaşadım.


Arkadaşlarım bana yönetici olarak sadece mükemmel gazetecilik desteği vermediler.


Ondan daha önemlisi, aile dayanışmasının, dostluğun, arkadaşlığın, şefkatin en yüksek duygularını yaşattılar.


Ve inanılmaz bir “Hürriyet okuru” tanıdım.


Yurdunu seven, onun meselelerine sahip çıkan, Anayasa’nın temel ilkelerini hassasiyetle koruyan, demokrasiye gönülden bağlı, insani hassasiyetleri yüksek insanlarla muhatap oldum.


İşte bu insanlara seslenen büyük bir gazetenin yöneticisi olmanın şerefini yaşadım. 


Bu şerefi bana sizler verdiniz.


 


20 yılda yaptığım hatalar da oldu.


Üzdüğüm insanlar da oldu.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ