Haber 16

İNSAN NE İÇİN ve NASIL YARATILDI? – 3

Değerli okuyucularımız 2. bölümde sizlere Yüce Rabbimizin bizlere vermiş olduğu emanetlerin neler olduğunu ayetler ışığında sizlere açıkladık.

  • Son Dakika
  • 10 Kasım 2008
  • İNSAN NE İÇİN ve NASIL YARATILDI? – 3 için yorumlar kapalı
  • 393 KEZ OKUNDU

Değerli okuyucularımız 2. bölümde sizlere Yüce Rabbimizin bizlere vermiş olduğu emanetlerin neler olduğunu ayetler ışığında sizlere açıkladık. 1. Emanetimiz Ruhumuz 2.si Fizik vücudumuz 3. Nefsimiz Birde Yüce rabbimizin bizleri Kuran’dan sorumlu tuttuğunu Kuran’ı yaşamakla yükümlü olduğumuzu gördük. Bu bölümde de 1. Emanetimiz Ruhumuzun Allah’a nasıl teslim olacağını Kuran-ı kerim ışığında açıklamaya çalışalım.


 


            Ruhumuz hiç yaratılmadı O Yüce rabbimizin Zat’ından bize emanet olarak üfürülmüş. Bakın Ayette ne buyuruyor Allahu Teala.


 


32/SECDE-9: Summe sevvâhu ve nefeha fîhi min rûhihî ve ceale lekumus sem’a vel ebsâre vel ef’ideh(efidete), kalîlen mâ teşkurûn(teşkurûne).


Sonra (Allah), onu dizayn etti ve onun içine (vechin, fizik vücudun içine) ruhundan üfürdü ve onu (onun nefsinin kalbine) sem’î (kalbin işitme hassası), basar (kalbin görme hassası) ve fuad (kalbin idrak etme hassası) hassalarına (sahip) kıldı. Ne kadar az şükrediyorsunuz.


38/SAD-72: Fe izâ sevveytuhu ve nefahtu fîhi min rûhî fe kaû lehu sâcidîn(sâcidîne).
Böylece onu sevva ettiğim ve onun içine ruhumdan üflediğim zaman, derhal ona secde ederek yere kapanın.


 


            Bakınız ruhumuz biz yaratıldıktan sonra üfürülüyor.


 


33/AHZAB–72: İnnâ aradnel emânete ales semâvâti vel ardı vel cibâli fe ebeyne en yahmilnehâ ve eşfakne minhâ ve hamelehal insân(insânu), innehu kâne zalûmen cehûlâ(cehûlen).
Muhakkak ki Biz, emaneti göklere, arza ve dağlara arz ettik (sunduk, teklif ettik). Onu yüklenmekten çekindiler ve ondan korktular. Ve insan onu yüklendi. Çünkü o (nefs), çok zalimdir, çok cahildir.


 


43/ZUHRUF–14: Ve innâ ilâ rabbinâ le munkalibûn(munkalibûne).
Muhakkak ki biz, Rabbimize mutlaka dönecek olanlarız.



3/AL-İ İMRAN–83: E fe gayre dînillâhi yebgûne ve lehû esleme men fîs semâvâti vel ardı tav’an ve kerhen ve ileyhi yurceûn(yurceûne).
(Onlar), Allah’ın dîninden başkasını mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerde kim varsa; hepsi, isteyerek (tav’an) veya istemeyerek (kerhen) O’na teslim olmuştur ve O’na (Allah’a), geri döneceklerdir.

2/BAKARA–46: Ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn(râciûne).
O (huşû sahipleri) ki; onlar, Rab’lerine (dünya hayatında) muhakkak mülâki olacaklarına ve (sonunda ölümle) O’na döneceklerine yakîn derecesinde inanırlar.


2/BAKARA–156: Ellezîne izâ esâbethum musîbetun, kâlû innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn(râciûne).
Onlar ki; kendilerine bir musîbet isabet ettiği zaman: “Biz muhakkak ki Allah içiniz (O’na ulaşmak ve teslim olmak için yaratıldık) ve muhakkak O’na döneceğiz (ulaşacağız).” dediler.


26/ŞUARA–50: Kâlû lâ dayra innâ ilâ rabbinâ munkalibûn(munkalibûne).
“Önemli değil. Muhakkak ki biz, Rabbimize dönücüleriz (dönecek olanlarız).” dediler.


13/RAD–21: Vellezîne yasılûne mâ emerallâhu bihî en yûsale ve yahşevne rabbehum ve yehâfûne sûel hisâb(hisâbi).
Ve onlar Allah’ın (ölümden evvel), Allah’a ulaştırılmasını emrettiği şeyi (ruhlarını), O’na (Allah’a) ulaştırırlar. Ve Rab’lerine karşı huşû duyarlar ve kötü hesaptan (cehenneme girmekten) korkarlar.


 


73/MUZEMMİL–8: Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ(tebtîlen).
Rabbinin (Allah’ın) ismiyle zikret ve herşeyden kesilerek O’na (Allah’a) dön (ulaş, vasıl ol).

89/FECR–27: Yâ eyyetuhen nefsul mutmainneh(mutmainnetu).
Ey mutmain olan nefs!

89/FECR–28: İrciî ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeh(mardıyyeten).
Allah’tan razı ol ve Allah’ın rızasını kazan. (Ey ruh!) Allah’a (Rabbine) geri dönerek ulaş.

89/FECR–29: Fedhulî fî ibâdî.
(Ey fizik vücut!) O zaman, (nefsini tezkiye ettiğin ve ruhunu Allah’a ulaştırdığın zaman), (Bana kul olursun) kullarımın arasına gir.

89/FECR–30: Vedhulî cennetî.
Ve cennetime gir.


            Ruhumuz Fizik vücudumuza üfürülmüş ve Rad 21 de Yücerabbimiz ruhumuzun kendisine yaşarken ulaştırılmasını emrediyor. Fecr 28 de : Allah’a geri dönerek ulaş yani ruhunu Bana ölmeden ulaştır. Teslim et.  Fecr 29 da : Ruhunu Bana ulaştırdığın zaman kullarımın arasına gir yani bana kul olursun buyuruyor.


 


            Bize din öğretmekle vazifeli kişilerde ruh insana hayat verir. Ruh vücuttan çıkarsa insan ölür…. Masallarıyla bizi hep uyuttular. Bakın ayetlere hayatı veren kimmiş.


 


3/AL-İ İMRAN-156: Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tekûnû kellezîne keferû ve kâlû li ıhvânihim izâ darabû fîl ardı ev kânû guzzen lev kânû indenâ mâ mâtû ve mâ kutilû, li yec’alallâhu zâlike hasreten fî kulûbihim vallâhu yuhyî ve yumît(yumîtu), vallâhu bi mâ ta’melûne basîr(basîrun).



Ey îmân edenler! Yeryüzünde seyahatte iken ölen veya savaşlarda öldürülen kardeşleri için: “Eğer yanımızda olsalardı ne ölürlerdi, ne de öldürülürlerdi.” diyen o kâfirler gibi olmayın. Allah bunu, onların kalplerinde bir hasret (pişmanlık sebebi) kılmak için (yaptı). Dirilten de, öldüren de Allah’tır. Allah, yaptığınız şeyleri hakkıyla gören BASÎR’dir.
 

50/KAF-43: İnnâ nahnu nuhyî ve numîtu ve ileynel masîr(masîru).
Gerçek şu ki, dirilten ve öldüren Biziz, Biz. Ve dönüş de Bizedir.


 


40/MU’MİN-68: Huvellezî yuhyî ve yumît(yumîtu), fe izâ kadâ emren fe innemâ yekûlu lehu kun fe yekûn(yekûnu).
Hayat veren de öldüren de O’dur. O, bir işe hükmettiği (karar verdiği) zaman ona sadece “Ol!” der. Ve o, hemen olur.


23/MU’MİNUN-80: Ve huvellezî yuhyî ve yumîtu ve lehuhtilâful leyli ven nehâr(nehâri), e fe lâ ta’kılûn(ta’kılûne).
Ve hayat veren ve öldüren, O’dur. Ve gece ve gündüzün ihtilâfı (karşılıklı dönüşümü), O’na aittir (O’nun hükmüdür). Hâlâ akıl etmez misiniz?

53/NECM-44: Ve ennehu huve emâte ve ahyâ.
Doğrusu, öldüren ve dirilten O’dur.


            Bakınız değerli okuyucular hayatı veren Benim diyor yüce Rabbimiz. Gördünüzmü bizi nasıl uyuttuklarını Bırakınız insana hayat vermeyi Eğer Allahu Teala Kainata heran yolladığı enerjiyi 1 an göndermese her şey yok olur. Ama şeytan bizim en büyük düşmanımız çok zeki bir mahluk kıyamete dek yaşayacak milyarlarca insanı kandırmış. Bugünde düzenini kurmuş tabiî ki. Ne yapmış İblis Ruh insana hayat verir demiş ruh çıkarsa insan ölür. Aman sakın ha Allah’a ruhunuzu ulaştırmayın diyor. Niye peki çünkü insan ruhunu Allah’a ulaştırmazsa Allah’a kul olması mümkün değil. Teslim olması mümkün değil. Allah’a kul olmadan da teslim olmadan da kimsenin kutuluşu mümkün değildir.


 


            Değerli kardeşlerim bu kadar mı Kuran’dan gafil olunur. Hiçmi bakmamışlar Allah’ın bizi sorumlu tuttuğu hayat kitabımıza ? Unutmayalım düşmanımız çok zeki İblis kimleri kandırmamış ki çok dikkatli olmak, Allah’ın Kitabına tabi olup O’na dost olanları dinlemek gerek. Biri size artık ruh çıkarsa ölürüz derse ne diyeceğinizi artık anladınız umarım. Bize hayat veren Allah’tır diyebilirsiniz. Ruh ise Allah’a dünya hayatını yaşarken teslim etmemiz gereken Emanetimizdir.


 


            Değerli okuyucularımız Allahu Teala bizi çok seviyor. Bizim kurtulmamızı ve dünya hayatında mutlu olmamızı istiyor. Sadece bir dilekle bizi Kendisine teslim almaya Ruhumuzu Kendi Zat’ına ulaştırmaya hazırdır.


 


Bize düşen görev Ellerimizi açıp hem kalbimiz hem dilimiz birlikte Yarabbi ölmeden önce Sana ruhumu ulaştırmak istiyorum. Bana da  Teslim olmayı nasip et.


 


Şeklinde dua etmek gerisini biz yapmıyoruz. Yüce rabbimiz ben sizi kendime teslim alırım diyor. Daha ne olsun değerli kardeşlerim. Bir dilekle kurtulmak mümkün.  Allah’a ulaşmayı dilemeniz ve teslim olmanız dileklerimle.



BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ