Haber 16

KKTC’den İslam ülkelerine sitemli çağrı

Kıbrıs’ta çözüm için yürütülen müzakereler tıkanma noktasına geldi. Kritik 1 Temmuz öncesinde KKTC’nin tavrı çok önemli. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu sorularımızı yanıtladı

KKTC’den İslam ülkelerine sitemli çağrı
  • Gündem / Son Dakika
  • 23 Nisan 2012
  • KKTC’den İslam ülkelerine sitemli çağrı için yorumlar kapalı
  • 260 KEZ OKUNDU

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Türkiye’den dönüşünde Haber 7’ye çok önemli açıklamalarda bulundu.

Türkiyeli öğrenciler ve Kıbrıslı Türklerin oluşturduğu ‘Akademi Kıbrıs Gelişim Platformu’nun etkinlikleri çerçevesinde davetli olarak bulunduğumuz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde tüm gözler Türkiye’de bulunan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’ndaydı.

Bilindiği üzere Eroğlu, kritik 1 Temmuz tarihinden once BM Genel Sekreteri Banki Moon’a Türkiye, İngiltere, Yunanistan, Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs Rum Kesimi’nin katılacağı bir toplantı önermişti. Türkiye ziyareti esnasında bu konuyla ilgili olarak Moon ile görüşen Eroğlu’nun aldığı yanıt ve vereceği mesajlar çok önemliydi…

Hem bu önemli konu ve hem de Güney Kıbrıs’ın Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı’nı devralacağı 1 Temmuz sonrasında, stratejisinin ne olduğu öğrenmek için  Türkiye dönüşünde Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile konuştuk.

Ercan Havaalanı’nda yaptığı basın açıklamasından sonra Haber 7’nin sorularını yanıtlayan Eroğlu, Kıbrıs konusunda açık ve bir tavır ortaya koydu. Görüşmeler süresince hep itidalli açıklamalarda bulunan Eroğlu artık son dönemece gelindiğini vurguladı.

Eroğlu, Kıbrıs Sorununun çözümü için yapılan görüşmeler, KKTC’nin adının Kıbrıs Türk Devleti olarak değiştirileceği iddiası ve İslam Konferansı Teşkilatı ile ilgili konularda daha önce hiç dile getirmediği açıklamalarda bulundu.

İslam Konferansına üye ülkelerin pratik adımlar atmasının artık zamanı geldiğini; Kıbrıslı Türklerin hoşuna gidecek sözler sarf etmenin artık yeterli olmadığını icraatların gerçekleştirilmesi ile ancak Kıbrıslı Türklere yardımcı olunabileceğini ilk kez açık bir dille vurguladı.

Eroğlu’na yönelttiğimiz soruların yanıtlarını başlıklar halinde sunuyoruz…

RUMLAR BAN Kİ-MUN’U ETKİLEDİ

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’a yazmış olduğum bir mektup vardı. Bu mektupta 3 garantör ülke ve Rum kesiminin yer alacağı bir toplantı önermiştim. Beşli toplantıda, gerek yönetim güç paylaşımı gerekse mülkiyet konularının halledilmesi için gerekli esnekliği göstereceğimi belirtmiştim. Mektupta ayrıca önerimin beşli zirvenin gerçekleşmesi halinde geçerli olacağını da vurgulamıştım.
Fakat bugün Sayın Genel Sekreter, anladığım kadarıyla, Rum tarafının beşli zirveye olan isteksizliğini dikkate alarak, davet ettiği takdirde Rumların gelmeyecekleri ortaya çıktıktan sonra, böyle bir zirveyi çağırmaktan vazgeçmiştir. Rum tarafının toplantıya karşı isteksizliği Genel Sekreteri etkilemiştir.

MÜZAKERELERİN BUNDAN SONRAKİ SEYRİ NE OLACAK?

Hristofyas ile gerçekleştirdiğim son toplantının ardından, bu toplantının “son ikili toplantı olacağını” vurgulamıştım. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Kıbrıs özel danışmanı Alexander Downer 27 Nisan’da benden randevu talep etmişti. Downer ve heyeti ile yapacağım görüşmeden sonra,  görüşmelerin seyri nasıl olacağı konusunda bir karara varmış olacağız. Rumlar “nasılsa çözüme ulaşılmayacak” düşüncesiyle yan gelip yatmaktadır. Biz ise kendi çalışmalarımızı yürüteceğiz. Bu yüzden de sayın Downer’i gelişiyle yapacağımız görüşmelerin sonrasında ortaya koyacağımız tavır, Kıbrıs konusunda yapacağımız müzakerelerin de geleceği bakımından önemli olacaktır.

1 TEMMUZ’DAN SONRA GÖRÜŞMEK ANLAMSIZ

1 Temmuz’dan sonra zaten görüşmenin hiçbir anlamı yok. Sayın Genel Sekreter de 1 Temmuz’dan sonra yapılacak toplantıdan bir sonuç alınmasını beklemediğini söylemişti. 1 Temmuz’la beraber Güney’de Cumhurbaşkanlığı başlayacak. Şimdiden başladı hatta. Bugünlerde daha da yoğunlaşacaktır. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı kampanyası devam ederken Hristofyas ile ona destek verenlerin esnemesi ve bizimle bir anlaşmaya varması mümkün değil. Onun için de boşuna zaman kaybetmiş oluruz.

DÜNYA ARTIK BUNU GÖRMELİ

Bütün dünyanın bunu anlaması gerekiyor; hem Birleşmiş Milletler üyesi Güney Kıbrıs hem Avrupa Birliği üyesi ve 1 Temmuz’dan dönem başkanı Güney Kıbrıs’ta bir çözüm iradesi olmadığını artık bütün dünya görmelidir. Sadece bizim çözüm irademizle bir anlaşmaya varmanın imkanı olmadığından dünyanın bu gerçeği dikkate alması gerekiyor…

AVRUPA BİRLİĞİ DE ANLASA

Bir kere Rum tarafının Kıbrıs’ta kalıcı çözümler için anlaşma yapma iradesi yok. Bunu Genel Sekreter’in görmüş olmasını temenni ederim. Görmemiş olması da mümkün değildir, çünkü bugüne kadar anlaşma isteyen, ortaya çıkan anlaşmaları gerek meclisinden gerek referandumdan geçirip, parlamentoda kabul ettiren taraf biziz.  Reddeden ise Rum tarafı… Şimdi Rum tarafı statükonun devamından yarar sağlamaktadır. 

“KIBRISLICA” ÇÖZÜM ANLAYIŞI

Sayın Hristofyas’ın müzakerelerde hakemliğe karşı ve ucu açık görüşmelerin devamından yana. Kıbrıs Türk tarafının ise Kıbrıslıca bir çözüm anlayışından çıkmadan, çözülmemiş konuların çözümü için üç garantör ülkenin katılımıyla, beşli toplantı düzenlenmesini arzusundaydık. Bu toplantılar devam ederken esas sorunların çözülmesi için bizim payımıza düşen bütün fedakârlıkları gösterecektik.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ