Haber 16

O Minibüse Bir Daha Bakın!!

İstanbul felaketinin en çok konuşılan karesi 7 kadın işçinin içerisinde sıkışarak boğulduğu yük aracıydı.

  • Son Dakika
  • 10 Eylül 2009
  • O Minibüse Bir Daha Bakın!! için yorumlar kapalı
  • 275 KEZ OKUNDU

İsmet Berkan/Radikal

O minibüse bir daha bakın

Doğayla,
doğa olaylarıyla başa çıkmaya insanın gücünün yetmediğini, doğanın
şakasının olmadığını ben 1995 yılında Sabah gazetesi binasında
çalışırken öğrendim.
Önce camdan büyük bir hızla akmakta olan
Ayamama deresini izliyorduk, sonra bir anda dere kabardı, kabardı,
taştı ve derken metrelerce yükseklikteki duvarı da aşıp içinde
bulunduğumuz binanın bahçesine dolmaya başladı.
Her şey birkaç
dakika içinde olmuştu. Doğanın şakası yoktu. Akmak isteyen suyun önünde
hiçbir engel duramıyordu. Bir anda dehşetengiz bir zarar doğmuştu,
baskı makineleri kullanılmaz hale gelmiş, tonlarca hammadde telef
olmuş, daha fenası binanın bütün altyapısı gitmişti.
***
Dün
öğleden sonra birinci sayfamızı çizmek için masaya oturduğumuzda,
görsel yönetmenimiz Metin Öztürk o ana kadar gelen fotoğraflardan
yaptığı seçmeleri göstermeye başladı.
Önce içinde beş, tepesinde ise
bir başka araçtan gelen bir kişinin bulunduğu bir minibüsün suda
sürüklenmesini, bir otobüse çarpmasını ve o altı kişinin insanüstü
gayretlerle kendilerini kurtarıp otobüsün üzerine tırmanmasını bir
fotoroman gibi kare kare izledik fotoğrafların yansıdığı ekranda.
Ardından
bir başka can pazarına, İkitelli’deki TIR garajında yıkıntıların,
enkazın ve çamurun içinden kurtulmaya çalışan iki kişinin yaşam
mücadelesi kare kare geldi önümüze.
Sonra… Sonra yerde yatan cesetler.
***
Tam
yedi kişi, tam yedi kadın, sel ve çamur üstlerine akınca daha yeni
bindikleri bir minibüsün içinde sıkışmış ve ölümlerin en korkuncuyla
karşılaşmışlardı.
O minibüsün fotoğrafını birinci sayfamıza koyduk.
Bakın, görün.
Yedi
emekçi kadının dün sabah öyle feci biçimde ölmeseler nasıl bir hayata
mahkûm olduğunu, her gün fabrikadaki işlerine nasıl bir tabutun içinde
gidip geldiklerini görün.
Onlara oturacak bir koltuğu, bütün gün
çalıştıktan sonra yorgun argın eve dönerken etraflarını seyredecekleri
ve belki bir nefes alacakları bir pencereyi bile çok gören o
patronlarını merak ediyorum şimdi.
O yedi emekçi kadın için vicdan
azabı çekiyor mu acaba? Düşünüyor mu, bu nakliye aracı yerine adam gibi
bir servis aracı kiralasaydım, o çalışanlarım bugün hayatta olabilirdi,
diye? Bir damla gözyaşı dökecek mi ölen yedi kadının ardından, ‘Ben
onları daha yaşarlarken ölüme mahkûm ettim’ diyerek içi sızlayacak mı?
Acaba
insan taşımaya uygun bir servis aracı tutmayarak ya da almayarak
sağladığı tasarruf ne kadardır? O paraya değer miydi yedi insanın
hayatı?
***
İyi bakın o minibüsün resmine.
İnsanlığımızın,
insanlıktan uzaklığımızın resmine. Etrafımızda yaşanmakta olan ve dünkü
gibi ansızın sona eren hayatlara karşı duyarsızlığımıza,
vurdumduymazlığımıza iyi bakın.
İçi çamur dolmuş o minibüse iyi bakın.
Ben
o resme bakakaldım. Şöyle okkalı bir küfür bile savuramadım. Nefesim
kesildi. O insanların nasıl öldüğünü düşündükçe gözlerim doldu.
İsterim ki siz de iyi bakın o resme.
O minibüsün içinde geçen hayatları ve o hayatların bitiş şeklini getirmeye çalışın gözlerinizin önüne.
İsterim ki o fabrikanın patronu da iyi baksın resme. Kendini hayal etsin o minibüsün içinde veya ailesini, çocuklarını.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ