Haber 16

Yüksek Tansiyon Aort’u Yırtıyor!

Yüksek tansiyona bağlı damar iç basıncının artması, damar sertliği ve travmalar; aort yırtığının en önemli sebepleri arasında. Yırtılmada ilk 48 saat hayati öneme sahip

Yüksek Tansiyon Aort’u Yırtıyor!
  • Sağlık / Son Dakika
  • 16 Mayıs 2016
  • Yüksek Tansiyon Aort’u Yırtıyor! için yorumlar kapalı
  • 353 KEZ OKUNDU

Aort damarı, vücudun en önemli ana damarıdır. Daha doğrusu kalpten direkt çıkan ana atar damar hattımızdır. Aort damarı tüp şeklindedir ve göğüs boşluğundan aşağıya doğru ilerler, karın bölgesinin arka duvarında seyreder ve kasıklara doğru ikiye ayrılarak sonlanır. Yapısal olarak diğer damarlara göre oldukça güçlü ve dayanıklı bir damardır. Aort, tıpkı diğer atardamarlar gibi üç katmandan oluşur; kanın aktığı boşluğu çevreleyen ilk katman ve damarın en dış tabakası arasında bir katman daha bulunur. Aradaki katman aslında atar damarın kas tabakası olup en önemli desteği veren ve damarın gerginliğinin ayarlandığı bölgedir diyebiliriz. En iç katman bu hastalıkta bizim için önemli çünkü hem en zayıf katmandır, hem de yırtık aslında bu zayıf katmanda oluşur. Son günlerde gündemde olan aort yırtılması, bu katmanlarda meydana gelen anormallikler sonucu gerçekleşen ve çok ciddi hayati tehlike ihtiva eden bir hastalıktır.

HER YIL 350 KİŞİ BU SORUNU YAŞIYOR
Aort yırtılması nadir görülen ölümcül hastalıklardan biridir. Erkeklerde kadınlara oranla iki kat fazla görülen bu hastalığa genellikle 60-80 yaş aralığındaki kişilerde rastlanır. Yapılan istatistiki bir çalışmaya göre; Türkiye’de her yıl yaklaşık 350 kişi aort yırtığı yaşıyor. Aortta meydana gelen ve balonlaşma olarak tarif edebileceğimiz aort anevrizması, yırtılmanın en önemli yapısal sebeplerinden biridir. Balonlaşma dışında yüksek tansiyona bağlı damar iç basıncının artması, damar sertliği ve ani gelişen travmalar da aort yırtığının en önemli sebepleri arasında yer alır. Bunların yanı sıra aortun belli bir kısmının yeteri kadar gelişememesi, damar yapısında farklılık olması (katman sayısının üç yerine iki olması gibi), aort damarını ilgilendiren bir ameliyat geçirilmiş olması, doğuştan gelen genetik faktörler ve bağ dokusu hastalıkları da yırtılma sebepleri arasında yer alır. Anevrizmalı, yani balonlaşma ile takip edilen hastalarda damar genişliğinin 5 santimetre ve üzerine çıkmış olması, yırtılma ihtimalinin çok yüksek olduğu anlamına gelir ve hiç vakit kaybetmeden müdahale gerektirir.

KALP KRİZİNE SEBEP OLABİLİR
Aort duvarındaki iç katmanda yırtık meydana gelir ve yüksek basınçlı kan, bu yırtıktan geçerek orta tabakaya ulaşır ve katmanlar arasında süzülmeye başlayarak iç ve dış tabakayı birbirinden ayırır. Bu resmen sıyrılarak ayrılma olduğundan; katmanların biri gerçek damar kanalı, diğeri ise yırtık kanalı olarak adlandırılır. Bunun önemi işe şudur: Bir ucu kapalı olan kanalın içine her kalp atımı ile ilerler ve yırtık uzadıkça uzar. Damar duvarındaki bu ayrılma ve aort damarında meydana gelen yırtılma ile aortun içindeki kan; yırtılan duvardan iç boşluklara doğru kanar. Böylece aort yırtılması gerçekleşmiş olur. Yırtık katmanının arasında biriken kan, katmanın genişlemesini sağlar ve eğer ki yırtık bir başka aort dalına doğru uzanırsa, o damarın kan akışını durdurabilir bile. Bu durumda hayati risk bile oluşabilir. Mesela aortun ilk dalları ve aortun kökünde gelişen bir yırtık; kalbimizi besleyen damarları tıkayarak kalp krizi geçirilmesini sağlayabilir. Aort yırtılmasında damarın gerçekten dışarıya doğru patlama riskinden ötürü ilk 48 saat hayati öneme sahiptir. Hatta istatistiklere göre aort yırtığı olan kişilerin ölüm riski her saat yüzde 2 artmaktadır.

AORT YIRTIĞI EİNSTEİN’DA DA OLDU
AORT yırtığı ilk olarak 1760’da İngiltere kralı 2. George’un otopsisinde görülmüş, damar katmanlarının ayrıştığını tespit edilmiş. Kısaca günümüze has bir durum değil. İlk olarak sınıflamasını yapan hekimler arasında merhum cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın doktoru Dr. Michael DeBakey var. Hatta 97 yaşında aort damarı yırtılan Dr. DeBakey bu ameliyatı olmak istemedi, şuuru kapandıktan sonra ekibi ameliyat etmeye karar verdi. Sonuçta yaşadı ama belden aşağısı felç kalarak hayatının geri kalanını tekerlekli sandalyede geçirdi. Bu tip komplikasyonlar, hatta ciddi bir ölüm riski bu ameliyatın doğasında var.

TANI BT İLE KONUR
1940’larda karın damarında balonlaşma tespit edilen Einstein ameliyat oldu ve damarının etrafını o günün teknolojisi ile selofanla bantladılar ki dışarıdan kafes olsun, damar patlamasın. Ancak aradan yıllar geçtikten sonra bu damarının içinde Dr. DeBakey’in tariflediği gibi yırtık oluştu. Dr. DeBakey ameliyat önermişti fakat kendisi kabul etmemişti. Aort yırtığı tanısı çoğunlukla fiziki muayene ile konur. Diseksiyonun tespitinde en faydalı görüntüleme teknikleri transözefajinal ekokardiyografi, MR ve BT’dir. Kabul edilen en iyi görüntüleme tekniği BT’dir ve bu yöntemle konulan tanının başarısı yüzde 90 civarındadır. Takip edilen damar genişlemesinde ilaç tedavisi uygulanabilir ancak yırtılmanın gerçekleştiği durumlarda kesinlikle cerrahi müdahale şarttır. Açık kalp ameliyatıyla yapılan işlemde aort dokusu sentetik suni damarla değiştirilerek başta kalp olmak üzere diğer organların yeniden kan almaları sağlanır. Yapılan İstatistiki çalışmalara göre, cerrahi müdahale yapılmayan aort yırtıklarında ölüm oranı yüzde 98 civarındadır. Hastaların yüzde 10’unda belden aşağısında felç görülmektedir. Ameliyat edilmeyen hastaların ölüm riski ilk 24 saatte yüzde 50’dir. Oya Aydoğan’ın durumu dünyada bir ilk değil. Büyük lokmalarla tıkanma sonucu aort yırtıkları tıp literatüründe fazlaca yerini almaktadır. Sadece patates değil, turşunun bile aort yırtıklarına sebep olduğunu biliyoruz. Hava yolunu tıkayıcı bir madde sıkıştırdığında onu atmak için doğal olarak öksürüyoruz. Bir de o anda nefes alamamanın getirdiği stresi ve tansiyon yüksekliğini düşünün… Oldukça trajik sonuçlara sebep olabilir ki, bunu Oya Hanım’da tüm Türkiye yaşayarak gördü. Sadece öksürük değil, ciddi trafik stresleri de bu tip yırtıklara sebep oluyor.

BELİRTİLERİ NELERDİR?
Aort yırtılmasının en önemli belirtisi ani gelişen göğüs ağrısıdır. Ağrı öylesine şiddetlidir ki; hastalar, iç organlarının yırtıldığı hissine kapıldıklarını ifade ederler. Ağrı ilk olarak yırtığın başladığı yerde hissedilir ve yırtık ilerledikçe aynı doğrultuda yayılır. Göğüs üzerinde başlayıp sırt, boyun, çene, dişler ve kollara yayılabilir. Ağrı şiddeti farklılık gösterse de genelde azalan bir eğride değildir. Yani ağrı şiddeti neredeyse hiç azalmaz. Beyin damarları etkilenerek felç, körlük veya bayılma gelişebilir. Aort yırtılmasında atardamarların tıkanmasına bağlı nabzın azalması ya da kaybolmasına neden olabilir. Nefes darlığı, halsizlik ve terleme; görülen diğer bulgulardır.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ