Haber 16

84 Çocuğu Kim Öldürdü?

Çürük Okul Binasındaki Faciada Zamanaşımı Kararı Çıktı…

84 Çocuğu Kim Öldürdü?
  • Gündem / Son Dakika
  • 09 Ekim 2010
  • 84 Çocuğu Kim Öldürdü? için yorumlar kapalı
  • 269 KEZ OKUNDU

Bir deprem davası daha ‘enkaz altından’
çıkamadı. 2003’teki Bingöl depreminde 84 öğrenci ve bir öğretmene mezar
olan Çeltiksuyu Pansiyonlu İlköğretim Okulu’nun (PİO) müteahhidi Şeref
Bozkuş’un üç buçuk, mühendisi İsmet Elhakan’ın iki buçuk yıllık cezaları
Yargıtay’ca onandı. Sekiz sanığın davası da zamana takıldı.

1 Mayıs 2003’te Türkiye Bingöl’den gelen deprem haberiyle
sarsılmıştı. 6.4 büyüklüğündeki depremde toplam ölü sayısı 170’i
bulmuştu. Ancak en acı haber, devletin yaptırdığı bir okuldan,
Çeltiksuyu PİO’dan gelmişti. Tamamen yıkılan binada 84 öğrenci ve bir
öğretmen enkaz altında kalarak yaşamını yitirmişti. Yıkımla ilgili
Bingöl Ağır Ceza Mahkemesi’nde kamu davası açılmış ve altı yıl süren
dava sonucunda mahkeme ‘taksirle ölüme neden olmak’ suçundan okulu yapan
müteahhit Şeref Bozkuş’a üç buçuk, kontrol mühendisi Şadiye Topçu ve
mühendis İsmet Elhakan’a da iki buçuk yıl hapis cezası verilmişti.
Davada yargılanan altı sanık da beraat etmişti.

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nce
görüşüldü. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, suç tarihinde yürürlükte olan eski
Türk Ceza Kanunu’na göre altı sanık yönünden zamanaşımı süresinin
dolduğunu belirterek, bu sanıkların dosyasının ortadan kaldırılmasına
karar verdi.

Eski TCK’nın lehte hükümleri uygulandı 

Sanıklar
Mahmut Bozaba, İbrahim Ekici, Halil Alkan, İzzet Davran ve Şadiye Topçu
yönünden sorgu ve karar, Rahmi Üzümcü, Selim Aksoy ve Ufuk Nurullah
Bilgin yönünden ise sorgu ve inceleme tarihleri dikkate alındığında,
davanın yine zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verildi. Daire,
müteahhit Bozkuş ve mühendis Elhakan’ın hapis cezaları ile 343’er TL
adli para cezalarını ise onadı.

Bingöl Baro Başkanı Erdal Aydemir’e göre bu dava mahkemede çok sürünmüştü:
“Özellikle
yerel mahkemede dosya bilirkişi incelemesinde çok vakit kaybetti.
Dosya, kusur oranı, binanın projesinin deprem yönetmeliği açısından
incelenmesi gibi konular nedeniyle İTÜ, ODTÜ ve Ege Üniversitesi’ne
gitti ve iki yılı aldı. Burada önemli olan ceza yasası. Deprem 2003
yılında olduğu için eski Türk Ceza Kanunu uygulandı. Bu kanunda da
‘taksirle adam öldürme’nin karşılığı beş yıl. Dolayısıyla da mahkeme
vereceği cezayı verdi.”

Yeni TCK’dan yargılansalardı 

Eğer sanıklar yeni
TCK’ya göre yargılansa ne ceza çıkabilirdi? Bunun yanıtını da Marmara
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Ahmet Gökçen verdi:

“Yeni TCK’da ‘’ihmali davranışla kasten öldürme suçu’ da
düzenlenmişti. Şimdi benzer bir olay olduğunda bu madde işletilebilir.
Bunun da cezası oldukça ağır. Bu maddede ‘belli bir yükümlülüğün
ihmaliyle ölüme neden olan kişi hakkında 10-25 yıl arası istenebiliyor.
Sonuçta, bina yapmanın bilimsel bir tekniği var. Bu bina eksik
malzemeyle yapıldıysa yapan veonay verenler deprem olduğunda binanın
yıkılacağını öngörebilir. Buna rağmen eksik yapıyorlarsa ihmali
davranışla ölüme sebebiyet vermekle yargılanıyorlar. Bu yeni kanunla
düzenlenen bir madde.”

Sembol davalara ne oldu? 

* 98 kişiye mezar olan
‘Ceylankent Sitesi’ davası da 2004’te sonuçlandı. Şirket yöneticileri
beraat ederken teknik sorumlusu Teoman Kızılova ile şantiye şefi Zeki
Kurtoğlu’na verilen 10’ar ay hapis cezası da ertelendi. Bu dosya
Yargıtay’da. Dolayısıyla zamanaşımından düştü.
* Yalova’nın Çınarcık
ilçesinde yaptırdığı binaların yıkılması sonucu 167 kişinin ölümüne yol
açan ve depremden sonra ilk tutuklanan kişi olan Veli Göçer
zamanaşımından kurtulamadı. Uzun süren yargılamanın sonunda Konya 2.
Ağır Ceza Mahkemesi Göçer ve ortağı İsmet Kösebalan’ı 18 yıl dokuz ay
hapis cezasına çarptırdı. Son olarak usul eksikliği nedeniyle
Yargıtay’dan dönen dosya zamanaşımından kılpayı kurtuldu. Yargıtay
zamanaşımına 11 gün kala Göçer ve Kösebalan’ın cezasını onadı.
*
Aynı davada yargılanan ancak yakalanamadıkları için dosyaları ayrılan,
Göçer’in oğlu Can Göçer ile diğer ortağı Zafer Coşkun’un dosyalarıysa
zaman aşımına uğradı.

17 Ağustos davaları da düşmüştü 

Deprem
kuşağındaki Türkiye bugüne kadar yıkımlarda büyük acılar yaşadı ancak
çürük binalarla ilgili davalarda kamuoyu vicdanını rahatlatacak,
caydırıcı olabilecek bir sonuç çıkmadı. 1999’daki Marmara depreminde de
binlerce dava açıldı. Ancak hiçbirinden ‘emsal’ bir karar çıkmadı.
Adalet bekleyen depremzedeler bir de bürokrasiyle boğuşmak zorunda
kaldı.
* Depremden sonra bölgede hukuki yardım masaları kuruldu,
vatandaşlardan haklarını aramaları istendi. Başta müteahhitler,
sorumlulara soruşturma açıldı.
* Soruşturma sürecinde enkazlardan örnek alma, ölen kişilerin ve sanıkları tespiti konusunda sorun yaşandı.
* İlk davalar yanlışlıkla Asliye Ceza Mahkemeleri’nde açıldı. Yargıtay kararı üzerine binlerce dava Ağır Ceza’ya gönderildi.
* Davalar Yargıtay’dan ’yanlış mahkemede açıldığı’ için geri dönünce her şey sil baştan oldu.
* Bilirkişi raporlarındaki çelişkiler mahkemeleri oyaladı.
*
Mahkemeler, suç tarihi olarak binanın yapım tarihini esas alınca,
onlarca dava ‘zamanaşımı’ dolduğu için ortadan kalktı. Bu karmaşaya yine
Yargıtay son noktayı koydu ve zamanaşımını depremin meydana geldiği
tarih olarak belirledi. Ancak bu da zamanaşımına engel olamadı, 2007’de
hepsi için zaman doldu.
* Kocaeli, Yalova ve Sakarya’da depremden
sonra yaklaşık 2 bin 200 dava açıldı. Bunlardan 1850’si zaten 4616
sayılı Şartlı Salıverme ve Cezaların Ertelenmesi Yasası kapsamında
ertelendi. Geriye kalan yaklaşık 300 davadan da 60’ında ceza çıktı.
Ancak birkaç kişi dışında hüküm giyip cezaevine giren olmadı.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ