Haber 16

Türköne’den Genelkurmay’a veryansın!

Türk ordusu hakkındaki çarpıçı tespitleriyle zaman zaman gündeme gelen Mümtaz’er Türköne, eleştirilerine kaldığı yerden devam etti.

Türköne’den Genelkurmay’a veryansın!
  • Medya-Magazin / Son Dakika
  • 12 Temmuz 2010
  • Türköne’den Genelkurmay’a veryansın! için yorumlar kapalı
  • 312 KEZ OKUNDU

Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne, “Bu ülkeyi ve askerleri seven herkesin darbe karşıtı olması lazım. Bu ülkeye, siyaset peşinde koşan askerlerin verdiği zararı hiçbir düşman veremez” dedi

Vakit Gazetesi’nden Nazif Karaman’ın sorularını cevaplayan Mümtaz’er Türköne, son dönemde Türkiye’nin en çok konuşulan bilim adamlarından bir tanesi. Özellikle eşinin AK Parti’de siyaset yapması, yazdıklarının ve söylediklerinin belli bir kesim tarafından dahaca bir dikkate alınmasına sebep oluyor.

Gazi Üniversitesi İİBF Kamu Yönetimi’nden emekli olan ve İstanbul’a yerleşen Türköne, son kitabı “Sözde Askerler” ile darbeci askerleri adete eleştiri bombardımanına tutuyor. Kitabında TSK’nın karargâh yapılanmasının lağvedilmesini, Nizam-ı Cedid ordusuna ihtiyacımız olduğunu bile söylüyor.

Asker çocuğu olmakla övünen Prof. Türköne, kendisine “asker düşmanı” yakıştırmasında bulunanları haksız gördüğü gibi, onların bu tavırlarının ülkeye çok büyük zarar verdiğini düşünüyor. Mümtaz’er Türköne ile Kuzguncuk’taki doyumsuz Boğaz manzaralı ofisinde Nesil Yayınları’ndan çıkan son kitabı “Sözde Askerler”den yola çıkarak askerler, Ergenekon soruşturması ve Kürt sorununa bakışını konuştuk.

– Sözde askerler derken neyi kastediyorsunuz?

– Askerlerin dar dünyasının siyasi dağarcığımıza armağan ettiği bir tabir. Onlar her şeyi özde ve sözde diye ikiye ayırıyorlar bildiğiniz gibi. Bende onların kullandığı kavramı kendilerine uyarladım. Sözde askerler, askerlik mesleğini siyasete alet etmek ve darbe yapmak için kullananlar. Benim kastettiğim darbeciler…

“MEVCUT KARARGÂH YAPILANMASI ÜLKEYE ZARAR VERİYOR”

– “TSK kapatılıp yenisi kurulsun” sözünüz çok tartışıldı. Burada neyi kastettiniz tam olarak?

– Ben TSK’nın özellikle karargâh yapılanmasının Türkiye için tehdit oluşturduğunu söylüyorum. Çünkü bu karargâh aslî görevi olan ülkenin sınırlarını koruma görevi yerine siyasete müdahaleye göre oluşmuş bir yapıda. Bu yapı Türkiye’ye zarar veriyor. Kastettiğim lağvedilme olayı bu Genelkurmay yapılanması. Yoksa kıtada tankının başındaki, nöbetteki subayla bir problemimiz yok. Genelkurmay yapılanmasında bir problem var.

– Nedir o problem?

– İşte bu İrtica ile Mücadele Eylem Planları, Lahikalar burada hazırlandı. Genelkurmay Karargâhı Türkiye’nin sınırlarını korumak amacıyla değil, siyasete müdahale edecek araçlarla, mekanizmalarla ve organizasyonlarla oluşmuş. Bu sebeple buranın toptan lağvedilmesini düşünüyorum. Ayrıca 50 yıldır TSK üzerinde çağın gereklerine uygun olarak bir reform gerçekleştirilememiştir. Bu kurumun çok köklü reformlara ihtiyacı vardır.

– Demode bir ordumuz mu var demek istiyorsunuz?

– Evet… Dünya ordularına göre demode diyebiliriz.

– Peki, bu reform neden gerçekleştirilmedi 50 yıldır? Ordumuz neden demode oldu?

– Her bürokratik kurum gibi değişime direnmesi sebebiyle… TSK mesela küçülmek zorunda. Dünya orduları ile kıyaslandığında küçülmesi zaruri; fakat küçülmesi demek general sayısının azalması demek. Lağvedilmeli derken kastettiğim şeylerden bir tanesi de bu köklü reform ihtiyacını göstermektir.

“EN GERİ, KABA VE İLKEL KURUM HANGİSİ?”

– Kitabınızda “Türkiye’nin en geri, en kaba ve en ilkel kurumu ordudur” tespitinde bulunuyorsunuz. Burada ne demek istiyorsunuz?

– Gerilik çağdışılılıktır. Diğer dünya ordularına göre mukayese ettiğimizde organizasyon, strateji, savaş sevk ve idaresi konusunda stratejik taktik ve konseptlerin epey eskidiği görülüyor. Türkiye’de ordunun doğu hareket yapılanması ve batı hareket yapılanması gibi bir yapıya geçmesi konuşuluyor. En son Hüseyin Kıvrıkoğlu, 2001’de böyle bir direktif verdi. Mevcut Kara, Deniz ve Hava yapılanmasının iptal edilmesi gerekiyor. Gerilik dediğim budur. İlkellik dediğim şey ise silahın üstünlüğüdür. Bir ülkede silahı olanın sözü geçiyorsa o ülke ilkel bir ülkedir. Bu duruma ancak Afrika’nın kabile devletlerinde rastlanır. TSK’nın elindeki silahlarda siyasete müdahalenin gerekçesi olarak kullanılıyor. “Silahlı üstünlük, silahlı vesayet”…

Eğer bundan bahsediyorsak, bu ilkel bir durum… Kabalık da ilkelliğin bir sonucudur. Yani ben bu tabirlerin hiçbirisini öylesine kullanmıyorum. Toplum incelikli bir organizasyona sahip medeniyet dediğimiz şey hep ayrıntılarda ortaya çıkar; fakat askerlerin dünyasında sadece dostlar ve düşmanlar ile siyahlar ve beyazlar vardır. İyi savaşabilmesi için bir askerin basit tanımlamalara ve sınıflandırmalara ihtiyacı vardır. Hayat, ekonomi, siyaset çok zengindir. Eğer siz silahlı güçle bir ülkede düzen kurup sürdürüyorsanız, kaba bir düzen söz konusudur. Eğer bunları temsil eden bir ordu da ortadaysa ilkel, kaba ve geri bir ordu çıkar ortaya.

– Nasıl bir ordu özlemi içindesiniz?

– Ordumuzun dünya orduları gibi demokrasiyi özümsemiş, çağdaş araç-gereç ve stratejileri kullanabilen, medenî ülkelere yakışan, oturup ahkâm keseceğine askerlere özgü centilmenliğin örneklerini verecek bir orduya ihtiyacımız var.

– Mevcut yapı bu kriterlerinizi hiç karşılamıyor mu?

– Mevcut yapı mutlaka değişmeli. Diğer bürokratik kurumlar ile mukayese edildiğinde bütün Türkiye’nin sahibi olduğu kurumlar içerisinde ordumuz yine en geri, en ilkel ve en kaba anlayışa, yapıya ve yöntemlere sahip bir kurum.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ