Haber 16

‘İstihbaratı MİT verdi’ diyen ses kimin?

Uludere kazasından hemen sonra MİT’in istihbarat verdiği bilgisi nereden çıktı? Susurluk’ta ölenin Çatlı olduğunu duyuran ‘derin ses’ kime aitti? Şimdi ‘MİT’ diyen ses kimin?

‘İstihbaratı MİT verdi’ diyen ses kimin?
  • Gündem / Son Dakika
  • 17 Şubat 2012
  • ‘İstihbaratı MİT verdi’ diyen ses kimin? için yorumlar kapalı
  • 234 KEZ OKUNDU

Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya, MİT tartışmasını, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gözlüğüyle” ele aldığını belirttiği “Başbakan MİT’i neden koruyor?” başlıklı yazısında çarpıcı bir noktaya dikkat çekti.

Küçükkaya, Başbakan Erdoğan’ın bir süredir meşgul olduğu sorular zincirini gündeme getirdi:

SESSİZ KALMASI BEKLENMEYECEK TEK ŞEYDİ

“Erdoğan, bağımsız yargıyla defalarca karşı karşıya gelmiş birisi. Referandum sonrasında da bunlar yaşandı. Ama belli usullere özellikle dikkat ettiği, hamlelerin ne anlama geldiğini ‘iktidar ve güç ilişkileri bağlamında yorumladığı’ da ortada. Nüanslar MİT krizinde bize çok şey söylüyordu. Erdoğan’ın sessiz ve tepkisiz kalması bu noktada hiç beklenmeyecek tek şeydi.

DERİN SES KİMİN?

Erdoğan’ın bir süredir şu soruyla meşgul olduğu biliniyor: Uludere kazasından hemen sonra MİT’in istihbarat verdiği bilgisi nereden çıktı? Tıpkı Susurluk’ta olduğu gibi o araçta ölenin Abdullah Çatlı olduğunu duyuran ‘derin ses’ kime aitti… ‘MİT’ diyen ses kimin?”


Biraz tersten baksak…   
Bakış açımızı değiştirsek… 
Hani o eski oyun var ya…
‘Buradan kim ne kazandı’ diye…
Doğasında var, vefalı liderdir ama Başbakan Erdoğan bugüne kadar kimseye böylesine sahip çıkmamış, gemileri yakmayı göze almamıştı. Erdoğan, Zahid Akman‘ı da severdi, TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman‘ı da… Karaman hızlı trenden sonra uzun süre ‘dışarıda’ kaldı. Sonradan döndü.
On yıllık iktidar döneminde çok örneği oldu. Yeri geldi olimpiyatlardaki başarısızlığın faturasını çıkardı, bürokrata bilet kesti. Yeri geldi en yakınındaki bakanları kadro dışı bıraktı. Gözü gibi baktığı müşavirlerini bir kalemde yollamayı da bildi.


İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİ DIŞ POLİTİKA ARACI
MİT Müsteşarı’yla ilgili konuya, ‘Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gözlüğüyle’ ben şöyle bakıyorum.
Genelde hükümetin, özelde Erdoğan’ın politikalarını yürütürken en fazla işbirliği yaptığı kurum kim?
Eskiden farklıydı ama şimdi MİT. Memleketin en can alıcı sorunu Kürt dosyasında da en sıcak dış politika konularında da MİT Müsteşarı Hakan Fidan… Brifingde bizlere ne diyordu:
‘Artık istihbarat örgütleri birer dış politika aracıdır.’
Peki Oslo’da PKK yöneticilerine kendisini nasıl tanıtıyordu:
‘Son zamanlarda Türkiye adına Ortadoğu’da herhangi bir arabuluculuk faaliyeti varsa, ben orada görev aldım. Sayın Başbakanımızın özel temsilcisi olarak.’
O halde Erdoğan ‘MİT’i etkisizleştirmek olarak’ gördüğü her hamlenin karşısında durarak önce kendi politikalarının önemli bir uygulayıcısını korumuş olur.
Başbakanlık-MİT bağı kesilirse ‘güvenlik’ ve ‘dış politika’ enstrümanı açısından bunun kayda değer sonuçları olur.
Artık sır değildi. Erdoğan, Hakan Fidan‘ın atanmasından sonra devletin bütün istihbarat birimlerini MİT koordinasyonunda sinerji yaratarak yürütmekten yanaydı. Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı’nı (GES) MİT’e devrettirmişti. Böylece dinleme-takip bakımından en önemli teknik donanım MİT’e geçmişti. Hakan Fidan‘ı feda etmek demek bu büyük kurguyu da çöpe atmak anlamına gelecekti.
Elbette Erdoğan modelindeki bir lider, iktidarını sorgulatmak istemez. Bu başlı başına ayrı bir parantez.

İlker Başbuğ
‘la ilgili açıklamasından sonra hiçbir şey söylenmemiş gibi davranılmasına tepki gösterdiği de sır değil.


‘ULUDERE’DE İSTİHBARATI MİT VERDİ’ DİYEN SES KİMİN?
Erdoğan, bağımsız yargıyla defalarca karşı karşıya gelmiş birisi. Referandum sonrasında da bunlar yaşandı. Ama belli usullere özellikle dikkat ettiği, hamlelerin ne anlama geldiğini ‘iktidar ve güç ilişkileri bağlamında yorumladığı’ da ortada. Nüanslar MİT krizinde bize çok şey söylüyordu. Erdoğan’ın sessiz ve tepkisiz kalması bu noktada hiç beklenmeyecek tek şeydi.
Erdoğan’ın bir süredir şu soruyla meşgul olduğu biliniyor: Uludere kazasından hemen sonra MİT’in istihbarat verdiği bilgisi nereden çıktı? Tıpkı Susurluk’ta olduğu gibi o araçta ölenin Abdullah Çatlı olduğunu duyuran ‘derin ses’ kime aitti… ‘MİT’ diyen ses kimin?
Türkiye gibi bir ülkede başbakan olmak demek, riskli görevleri tevdi etmek anlamına gelir. Hakan Fidan‘ı feda etmek ise Oslo süreci kapsamında bürokratların güvenini kıracak yolu açmak demektir. Erdoğan yasal düzenlemeyle üst düzey bürokratlara koruyucu zırh vermeyi başarırsa gücüne güç katacaktır. Ben bunu riskli görsem de siyaset ve iktidar ilişkileri açısından önemini kabul etmek zorundayız. O yasa yürürlüğe girdikten sonra asker-sivil bürokrasi Erdoğan’ın vereceği görevleri kararlılıkla ve tereddütsüz yerine getirir. Erdoğan açısından düşünebiliyor musunuz?
Ve zamanlama meselesi…
Her konuda olduğu gibi burada da kritik unsur. 
Erdoğan’ın sağlığı… Duygusal bir insan.
Şike düzenlemesindeki tepkisinde de bunun bir ölçüde etkili olduğunu düşünüyorum.
Son olarak siyasal gelecek perspektifi açısından bakalım.
Sebep-sonuç ilişkisi açısından yorum yapmıyorum burada.
Erdoğan, bu krizde geri adım atmayı düşünseydi, her şeyi olağan akışına bıraksaydı…
2014 sürecine daha az güvenli ve daha zayıf yürürdü.
Yeni cumhurbaşkanı seçilecek. Ardından yeni başbakan… Adalet ve Kalkınma Partisi’nin en önemli isimleri üç dönem sınırını doldurduğu için önümüzdeki ilk dönem aday olamayacak. Yani parti yeniden dizayn edilecek, vitrin yenilenecek.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ