Son Osmanlı’nın cenazesinin ardından

Saray Padişahı olmak ile Cihan Sultanı olmak arasındaki ince çizgide gidip gelen Osmanlı Hanedanı’nın Padişahları kimler, bunun çok iyi bir tahlil edilmesi gerekiyor.

Minareli silulietleti ve iç mekanlarındaki zenginlik gözlerimizi okşarken zihnimizde de devirleri hakkında bir devlet algısı oluşturuyor.

Bu gönüllü hipnoz ile Osmanlı hakkında mehteran bölüğünün gazına gelircesine sevda türküleri misali sözler sarfedenleri görüyoruz.

Ama nice saray erbabı ve padişah damadının payitahtı sırtından hançerlediğini MEHTERAN konserinin nameleri arasında unutuveriyoruz.

 Kutsiyetin cesede, body yani vücuda atfedilmesinin doğru olmadığını siz değerli NETPANO okurlarına hatırlatmamız ne kadar doğru olur?

 Dedesinin torununa gösterilen hürmeti Ahmet Hakan anlayamamış olsa gerek ki cenazeye katılan onca bakana bayağı bir söyleniverdi.

Dedesinin torunu olduğu için ben de kabrini ziyaret ettim. Oktan Bey ve Baki Bey ile birlikte.

Dedesine hürmetle torununun kabrini ziyaret ederken Ertuğrul Bey’in naşının tesis edilecek ayrı bir aile kabristanına neden defnedilemediği geldi aklıma?

Bir de Hanedan ailesinden bir hanımefendinin diğer aile üyeleri arasında saray protokolünü bilen kalmadığı anlamındaki sözleri.

Protokolü koyacak ve uygulatacak kudretiniz olduğunda siz zaten gerekli merkez güce sahipsiniz demektir.

Ertuğrul Bey’in mezarını ziyaret ederken devletimizin gönlü kırılır mı? Düşüncesi geldi aklıma…